Röportaj: Soner Uçak 

140-150 MİLYON KİŞİYİ BESLEMESİ GEREKİYOR 

“Türkiye tarımda kendisine yeten bir ülke” diye övünebilir miyiz? Yıllar öncesine bakarsak tarımın çok rahat bu ülkenin ihtiyaçlarını karşıladığını görebiliriz. Türkiye’nin tarım kapasitesi 60-65 milyon insanın beslenmesini kendisine hiç sorun etmez. Ancak şimdi 85 milyon ülke vatandaşı, gurbetçilerimiz, gelen turistler, mülteci misafirlerimize baktığımız zaman ülke topraklarının 140-150 milyon kişi arasında insanı beslemesi gerekiyor. Aynı coğrafya, aynı tarım arazileri bu işi gün geçtikçe daha zorlu hale getiriyor. Bu nedenle önceliği aynı ölçüdeki araziden verimi arttırmanın yollarını bulmaya vermeliyiz. 

KÖY NÜFUSUMUZ GİT GİDE AZALIYOR 

Bir diğer sorun köy nüfusumuz git gide azalıyor. 2002 yılından evvele baktığımız zaman yüzde 40’lar seviyesinde olan köylülük oranımız şimdi yüzde 8’lerde… Bu da ciddi sorunları beraberinde getiriyor. Köyler neden terk ediliyor? Adamın kendi arazisi var. Orada çalışmıyor şehre geliyor. Çocuğu için eğitimi için. Kabul edelim hastaneler ve yollarda hükümet ciddi işler yaptı. Ancak eğitim konusunda köylerde beklentileri karşılayamadı. Kendi köyünde asgari ücretin kaç katını kazanacak adam burada asgari ücrete razı oluyor. Burada yetişenlerde görüyor AVM’leri, kafeleri köye yeniden gitmek istemiyor. 

KÖYE EĞİTİMİ GÖTÜRMEK GEREKİYOR 

Evet, kırsaldaki nüfusun azaltılması doğruydu. Buradaki sanayinin de istihdama ihtiyacı var idi. Ama oranın bu kadar yüksek olması tarımı ciddi yönde etkiledi ve daha da etkileyeceğe benziyor. Kızlarımız bile artık köye gelin olarak gitmek istemiyor. Gidin bakın bu ciddi bir sorundur kırsal bölgelerde. Köye dönmeleri sağlamak mümkün mü insanların? Şimdi bir nesli kaybettik. Bunlar artık toprağı, hayvanı satıp şehir merkezine geldiler. AVM’de marketlerde, sanayide çalışıyorlar. Bazıları da kafelerde oturuyor. Öncelikle köye eğitimi götürmek gerekiyor. Eğitimi köye getirmezsen, köylü çocukları için şehre geliyor. Belli bir alışkanlık kazandıktan sonra bir daha köye dönmek istemiyor. 

TARIMDA SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA 

Şu anda en can alıcı sorun nedir tarım için? Millileşmek, yerlileşmek diyoruz ya! Bu konuda önceliği tarıma vermek zorundayız. Tohum gübre ve ilaçların neredeyse tamamında dışa bağımlıyız. Bunlar acilen yerlileşmeli. Biz tarımla uğraşanlar olarak bunlara para yetiştiremiyoruz. Buğdayı pancarı TL ile satıyoruz. Girdilerin nerdeyse tamamı dolar üzerinden. Köylü şu anda kazanmıyor. Biz yeniden üretmenin değerli bir şey olduğuna köylüyü inandırmalıyız. Bizim insanımız sabah namazı kalkar çapaysa, çapaya gider, çift sürmeyse çift sürer. Çalışmak konusunda Türk insanına bir şey söyleyemeyiz. Ancak tarımda saldım çayıra mevlam kayıra anlayışı var. Bu anlayışı disipline etmemiz gerekiyor. 

DESTEKLER HEDEFLERİNE ULAŞMIYOR 

Devlet destek veriyor ancak, bu destekler hedeflerine ulaşmıyor. Üretene çalışana destek vermek lazım. Adam Polatlı’da toprak sahibi ancak bir şey üretmiyor. Bu adam destek alıyor ama bizim bereketli Sarıcakaya topraklarında az dönümlü arazilere yeterli destek verilmiyor. Dolar 2010 yılında TL ile kafa kafaya, Bulgar parası şuan bizim paramızın kaç katı… Ben 2010 yılında hayvan ithalatı yaptım 1 Lira, 1 Lava o zaman. 

GÜBRE FABRİKASI VE İLAÇ SANAYİLERİ KURMALIYIZ 

Çok acil gübre fabrikası ve ilaç sanayileri kurmalıyız. Çiftçiye para kazandıracaksak planlama yapmalıyız. Bir sene soğan para yaptıysa, ertesi sene herkes soğan ekiyor ve ertesi sene o soğan çöpe gidiyor. Buğday, mısır ve şekerde açık veriyoruz. Hangi bölgede hangi ürünü ekeceğimizi planlarsak, “çiftçiye sen bunu ekeceksin” dersek ve destek verirsek çok ciddi bir ivme kazanır tarımımız. Tarla ile pazar arasında fiyat farkı çok tartışılıyor? Geçen yıl başladı bu olay. Devletin Toprak Mahsulleri Ofisi asli görevini yapmıyor. Osmanlı’dan itibaren tarım ile ilgili yiyecek içecek depolama ile ilgili politikalar vardı. Şu anda Avrupa’da var bizde yok. 

GDO’LU ÜRÜNLER İTHAL ETMEK ZORUNDA KALIYORUZ 

Örneğin bizim 160 milyon küçükbaş hayvan stokumuz olması lazım. Küpeli 55 milyon hayvanımız olduğu söyleniyor. Toprak Mahsulleri Ofisi önemli gıdaları mutlak suretle alması lazım. Mesela biz tarladan sofraya getiriyoruz. Torku, direkt tarladan sofraya getiriyor. Torku’nun kuruluşunda bizzat yer aldım. Bu modeli de deneyebilirler. Tarım şurası yapılacak. Yeni bir çalışma var. Milli kooperatifler birliği kurulacak diye duyum aldık. Başarılabilir mi bilmiyorum. Bu siyaset üstü bir mesele sağlık ve açlık meselesi bu. Biz maalesef şuanda GDO’lu ürünler ithal etmek zorunda kalıyoruz. Kanserojen maddeyi hepimiz alıyoruz. Ondan sonra adamlar kanser ilacını da bize satıyorlar.