Haber: Atahan Gezer

Türkiye’de sokak köpeği tartışmaları son zamanlarda gündemden düşmüyor. Kimi yerlerde sokak köpekleri tarafından insanlara yönelik saldırılar yaşanırken, bazen de kötü niyetli kişiler sokak hayvanlarına zarar veriyor. Konuyu eskisehir.net’e değerlendiren Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Gülçin Yapıcı, sokak köpeği tartışmalarının gündem değiştirmek için ön plana çıkartıldığını öne sürdü.

İşte Yapıcı’nın konuşmasından öne çıkan satırbaşları;

Köpekler aslında saldırgan değil

“Gündem değiştirmenin bir yolu olsa gerek diye düşünüyoruz. Çünkü o kadar çok sorun var ki ülkemizde; yüzyıllardan beri, Nuh’tan beri gelen bir köpek cinsinin bu kadar fazla öne çıkartılması normal bir davranış değil. Köpekler aslında saldırgan değil. Köpeklerin sorunu görevini yapmayan belediyelerle alakalı… Zaten bu sorumluluk kanunen; 5199’a göre belediyelere verilmiştir.”

Korkmayı gerektirecek bir şey yok

“Bu hayvanlar aç bırakıldığı için, kısırlaştırılmadığı için agresiflik gösterebilir. Ve insanların fobileri; korktukları için… Mesela korkmuş; hızla karşıya geçerken araba çarpmış. Tamam, çok üzülüyoruz. Ama korkmayı gerektirecek aslında bir şey yok. Bunların istediği biraz ilgi, sevgi, biraz da beslenme… Onun dışında hiçbir canlının bizden farklı bir yanları yok.”

Keyfi yerinde olan bir hayvan insana saldırmaz

(‘Sokak köpekleri neden saldırıyor?’ diye sorulması üzerine) “Saldırı olarak söylemeyelim de; onların korkmasından kaynaklı üzerlerine gelmesinin sebebi ya açlıktır; çünkü bahsettiğiniz yerlerde etkin bir besleme yok. Ayrıca belediyeler etkin bir kısırlaştırma yaparsa; ‘küpe’ dediğimiz, küpeli köpek durumuna getirirlerse hayvanlarımızı, o zaman bunlar çok aza iniyor. Durduk yere keyfi yerinde olan bir hayvan hiçbir insana saldırmaz. Onun korkusundan dolayı.”

İnsandan insana cinayetler daha fazla

“İnsandan insana cinayetler daha fazla. Bir hayvanın bir insanı öldürdüğü vakalar çok az. Meşrulaştırmak için değil; bu sorunu çözmek istiyorsak bunu toplayarak çözemeyiz. Zaten kanunen bunların hakları 5199 Sayılı Kanunun altıncı maddesinde beslendikleri yerden hayvanlar tedavi ve kısırlaştırma harici alınamaz. Bunu göz önüne alırsak barınaklara toplama gibi bir şey zaten hayal.”

Bazen oyun için geliyorlar

“Köpek sorunu sayfaları bizleri de hedef alıyorlar da; hedef almalarını gerektirecek bir şey yok aslında… Yazacakları iki satır dilekçe… Belediyeye diyecek ki; ‘Etkin kısırlaştırma yap, popülasyonu çöz, hayvanları besle.’ O zaman karnı tok olan bir hayvan zaten hiç kimseyi kovalamaz. Bazen de sadece oyun için geliyorlar. Gerçekten korkanlar var; saygı duyuyorum. Ama fobi olarak düşünürseniz… Tamam, korkuyor diye hızla karşıya geçip… Dikkat etmesi gerekiyor. Orada sürücünün hatası hiç yok mu? 30’la gideceği yerde 60’la giden, 90’la giden bir arabaya çarpması çok normal… Bütün fatura ama köpeğe çıkıyor. Niye? Dili yok… Derdini kimseye anlatamıyor.”

Röntgen yok, ameliyat yapılamıyor

(Barınakların durumunun sorulması üzerine) “Zaten bizim şehrimizde barınak yok. Önce bunda bir hemfikir olalım. Bizim barınak dediğimiz şey geçici bakımevi… Adı üzerinde geçici… Tedavisi biter, kısırlaştırma yapılır, alındığı yere geri bırakılır hayvan… İlaveten bizim bir sorunumuz var; Biz Avrupa kentinden ödül almış bir şehiriz. Yılmaz Hocama da sizin aracılığınızla sesleniyorum; bir hayvan hastanesi yok. Hayvan hastanesi ya da barınaklarda ameliyat yapacak yeterli teçhizatın olması gerekiyor. Röntgen olmadığı için hiçbir bakımevimiz maalesef ameliyat yapamıyor. Kırıklı hayvanda ‘alo’ diyorlar belediyeye… Tamam, belediyenin görevi, yapmak zorunda… Yoksa da bir yerle anlaşma yapacak. Bizim üzerimize maddi olarak yüklenmek zorunda değiller.”

İki tel çevirip koyduğunuz yerler yasal değil

“Geçici bakımevimiz var iki tane. Onlar da yeterli değil zaten. İlçeler kafalarına göre yerler açıyorlar. Biz de diyoruz ki; ‘Müşahede alanları kapatılsın.’ Daha önce kapatıldı. Yine kafalarına göre açtıkları ihbarlarını alıyoruz. Buradan da sizin aracılığınızla uyarmak istiyoruz; iki tel çevirip koyduğunuz yerler yasal değil. Aslında kaymakamların mülki amir olarak gidip oraları mühürlemesi gerekiyor.”

Bir tane klinik veya hastane yapılsın

“Bir tane klinik yapılsın veya hastane… Çok büyük bir şey yapılmasına gerek yok. Ama en azından röntgeni olan, tomografisi olan, hayvanların kırıklarına müdahale edecek klinik gibi bir şey yapılırsa Büyükşehir tarafından ki; yapılması gerekiyor. Yoksa cezai sorumluluğu var Büyükşehir’in… O zaman iki ilçe belediyesi de kısırlaştırmaya müdahale ederler. Hastane tedavilerini de orası yaptığı için en azından bir rahatlama olur.”

Geçici bakımevinde bir hayvanı ömür boyu tutamazsınız

(Yasaklı ırklar konusunun sorulması üzerine) “Aslında her şey yasak. Kayıt altına alınmamışların beslemesi yasak, yayınlaması yasak, reklamını yapması yasak… Irklar olarak Pitbullar, Pitbullun değişik türleri… Dogolar katıldı içine… Daha önce olmayan American Staffordshire cinsi hayvanlarımız katıldı. Onların hatta Nisan’a kadar süresi var yavrular için. Sadece bu sonradan eklenen ırklar için. Onun dışında diğerleri ölüme mahkûm… Kayıt altına alınmayanların hepsi ömürlerini barınaklarda geçirecek. Fakat sorun şu; bizim ülkemizde bin küsur tane, geçici bakımevi olmasına rağmen barınak gibi görünen barınak sayısı çok az. Bunların çoğu geçici bakımevi… Geçici bakımevlerinde bir hayvanı ömür boyu tutma şansınız zaten yok. Bunu yapmak demek kanuna karşı gelmek demektir. Müşahede süreleri 10 gün. Tedavi biter, ondan sonra serbest bırakmaları gerekiyor.”

Pitbull saldırılarında provokasyon çok fazla

(Pitbull saldırılarının sorulması üzerine) “Onlar özellikle provoke ediliyor. Provoke edenler çok fazla. Mesela; bir arkadaşının artık vazgeçmeye razı olmuş Pitbullunu veya sahipsiz; dışarıya çok fazla terk edildi ya kayıt yüzünden, kısırlaştırma yüzünden… Aslında biz Eskişehir olarak durumu olmayan insanlara Veteriner Odası’yla bir çalışmaya girmiştik ve ücretsiz kısırlaştırmalar yapıldı. Yapabilirlerdi…”

Birinin üzerine salıyorum; ‘tut’ diyorum

“Sadece sahiplerine, öğretenlerine bağlı… Ne yapıyor? Sokağa terk edilen bir Pitbullu alıyorum, getiriyorum. Ben şimdi köpek düşmanıyım. Göstermem lazım. Birinin üzerine salıyorum; ‘tut, tut, tut’ diyorum. Golden’a da ‘tut’ dersen, bu komutu öğretirsen Golden da tutar. Yani daha uysal olan bir köpeğe de söyle… Eğitim çok önemli. Saldırıyor, adam kaçıyor. Ne oluyor? ‘Pitbull saldırdı.’ Pitbulları toplattılar, rahata erdiler. Şimdi normal köpeklerin peşindeler. Dolayısıyla her gün bir köpek ihbarı… Bu köpeklere taş atarsan… Anne ve babalara özellikle sesleniyorum; evlatlarınızı ne olur merhametli, vicdanlı yetiştirin.”