İşte programdaki ilgili bölümden öne çıkan başlıklar;

81 İLE 81 ÜNİVERSİTE YANLIŞ

“Yeni mezun arkadaşların işi çok zor… Özellikle 81 ilde 81 üniversite projesi yanlış bir projeydi. Bir de buna eş zamanlı olarak kontenjanların artırılması gerçekleştirildi. Bölümlerin kontenjanları sürekli artırıldı. Biz bunlara karşı çıktık. Son üniversite sınavından sonra baktığınız zaman; inşaat mühendisliği bölümleri var, başka mühendislik bölümleri var; bir öğrenci dahi tercih etmemiş. Çünkü işsiz kalacağını biliyor. Öğrenciler bu bilince erişmiş. Nasıl bu bilince eriştiler? İşsiz kala kala eriştiler…”

YÖK’ÜN HATASINI GÖRMESİ LAZIM

“YÖK’ün bunu bilmesi gerekiyordu. Burada bir yanlışlık var. YÖK kontenjanları artırarak hata yaptı, insanlar tercih etmiyor. Bunu artık görmesi lazım… Dünya genelinde baktığınız zaman; yaklaşık 1500 kişiye bir inşaat mühendisi düşüyor. Her 1500 kişiye bir inşaat mühendisi yeterli. Bu bizim ülkemizde 550 kişiye kadar düşmüş durumda… Demek ki; üç kat fazlamız var. Eskişehir’de iki tane inşaat mühendisliği mezunu veren üniversitenin de etkisiyle bu rakam 400’e kadar düşmüş durumda. Yani biz inşaat mühendisleri olarak çok fazlayız…”

YENİ İSİMLERLE YENİ İŞSİZLER OLUŞTURUYORUZ

“Çok fazla bir arz var. Talep artmadığı sürece ne olacak? Tabi ki bu arkadaşlarımız işsiz kalacak… Bunun güzel yanları da var. Aslında uzmanlaşılabilinir, inşaatın birçok dalı var. Ulaştırma var, su yapıları var, geoteknik var… Madem bu kadar fazla inşaat mühendisi var; her işi uzmanı yapsın diyebiliriz. Bunu dediğimiz zaman da üniversiteler yine boş durmuyor; yeni mühendislikler çıkartmaya başlıyor. Örneğin; ulaştırma mühendisliği diye bir şey çıkartıyor. Biz inşaat mühendisliğinde iş bulamıyoruz… Siz neden bu çocukları ulaştırma mühendisi yapıyorsunuz? Neden işsiz yaratalım? Yeni isimlerle yeni işsizler oluşturuyoruz. Yeni bölümler ve yeni kadrolar için yeni işsizler yaratıyoruz… Bundan vazgeçmemiz lazım.”

MESLEKTEN SOĞUMASINLAR

(Yeni mezun inşaat mühendislerine önerileri sorulduğunda) “Bir kere enseyi karartacak bir durum da yok. Şunu bir kere kabullenmemiz lazım; Türkiye’de her zaman krizler olur. 2002’de kriz vardı, 2008’de yine kriz vardı, 2013’de yine kriz vardı; 2018’de yine kriz var… Baktığımız zaman beş yılda bir kriz oluyor. 2023’de demek ki yine kriz yaşayacağız, 2028’de yine yaşayacağız… Şu anda da öyle; bir kriz var. Bu krizin arkasından ne gelecek? Beklemiş taleplerin patlaması yaşanacak. Dolayısıyla yeni mezun arkadaşım iş bulamıyorsa meslekten soğumayacak, kendisini geliştirecek. Bu kriz geçtiği zaman da iş bulacak, işinde çalışacak ve uzmanlaşacak.”

Haber: Atahan GEZER