Haber: Atahan Gezer 

Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy, Busena Çelik Zümbül ile Marka Kadınlar programının konuğu oldu. Akçasoy “34 yıldır Eskişehir’de yaşıyorum. Eşimin işi nedeniyle Eskişehir’de yaşamaya başladık. Aslen Denizliliyim. Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF mezunuyum. Eskişehir’i çok seviyorum. Eskişehir’de bulunmaktan, burada yaşıyor olmaktan çok mutluyum” dedi. 

Üniversite yıllarından itibaren STK’larla ilgilendiğini, görev aldığını ifade eden Akçasoy “Yaşadığımız kent, ülke nasıl daha iyi olabilir diye düşündük. Ve gönüllülük esasıyla hareket ettik. Kadınlarımızın, gençlerimizin hayatlarını iyileştirme yolunda neler yapabiliriz? Bu amaçlar doğrultusunda çabalar gösterdik” diye konuştu.

 

Eskişehir Kadın Platformu 

Akçasoy, Eskişehir Kadın Platformu hakkında şöyle konuştu: “Mazisi çok eskidir… Eskişehir’in çok kıymetli dernekleri, STK’ları var. Başkanların bir araya gelerek neler yapabiliriz denince ortaya çıkmış bir platform. Kurulduğu yıllarda vali eşleri, belediye başkanlarının eşleri, sivil toplumun ileri gelenleri bu platformu oluşturdu. Çok güzel hizmetler yaptılar. Yapmaya da devam etmeye çalışıyorlar. Kıymetlidir… Onların bir araya geliyor olması çok önemli. Uzun yıllar çalışmalar yaptılar. Eskişehir’de kömür kullanımı nedeniyle inanılmaz bir hava kirliliği vardı. O dönemin Kadın Platformu bu konuda da hem Eskişehir’i doğalgaza nasıl kavuştururuz… Vali Bey’in eşi o dönemde platform başkanlığı yapıyordu. Valimiz Ali Fuat Güven’di. Doğalgazın Eskişehir’e getirilmesi konusunda ciddi baskılar yapıp olayı hızlandırmış kadınlar olarak on binlerce ağaç diktik. Eskişehir Kadın Platformu budur. Arkadaşlarımın hepsini yürekten kutluyorum. Ortak akılla çalışmaları yürütüyorlar.” 

Pandemi, Konsey’i olumlu etkiledi! 

Akçasoy, şunları kaydetti: “Pandemi sivil toplumu olumsuz yönde etkiledi. Kapalı mekanlardan uzak duruyoruz. Bir araya gelemiyoruz. Öte yandan bu durumun olumlu yönleri var mı? Mekanın öneminin kalmadığı bir dönem yaşıyoruz. Kent Konseyi olarak buna kafa yorduk. Pandeminin ilk üç dört ayı herkes gibi hepimiz gibi sivil toplum için de çok zordu. Farklı teknolojik gelişmeleri nasıl kullanabiliriz? İnternet üzerinden toplantılar… Bunları kullanmaya başladık. Çünkü bizim söyleyecek sözü olanlarla tekrar bir araya gelmemiz gerekiyordu. Önceden kendi içimizde, Eskişehir’den insanlarla toplanırken şimdi Türkiye’nin her yerinden insanlarla her an bir araya geliyoruz. Bu vesileyle birçok projeye katılımcı olabildik. Bu bize çok büyük avantaj oldu.”

 

Gençler bu işlerin başrolünde… 

Akçasoy, şöyle konuştu: “Gençlerin okula gidememesi sivil topluma bakışlarını da değiştirdi. Evde kalmaları, teknolojiyi de kullanmalarıyla birlikte ki bizden çok daha iyi kullanıyorlar gençlerin aktif hayata katılımı, bulundukları ortama bakışı, söz söyleme istekleri daha da gelişti. Bunu arzu eden gençler burada fırsat buldular. Bunu çok net gördük. Bu bizi de geliştirdi. Gençlik Çalışma Grubumuz çok güzel işler yaptı. Onlara çok teşekkür ediyorum. Bazen ‘bu gençler de hayattın kopuk’ gibi şeyler söylüyoruz ama şöyle bir eksiğimiz olduğunu gördüm. Biz gençleri ne kadar dinliyoruz. İsteklerini ne kadar biliyoruz? Bu istekler doğrultusunda kendimizi değiştiriyor muyuz? Önce onlara kulak vermeliyiz. Onlara biraz daha önem verir, biraz daha öne çıkarıp cesaretlendirirsek onlardan çok umutluyum. Gençlerimiz çok iyi geliyor. Gençlerin dayanışmayı artırmaya çalışmaları, pandemide öyle şeyler gördük ki gençler bu işlerin başrolünde oldu. Hiç ummadığımız gençlerimiz… Aaa bunlar bi şey yapmazlar, genelde kafelerde vakit geçirirler, üniversitede kendi alanlarında mutlular diye düşündüğümüz gençler bize çok farklı kapılar açtılar. Yeter ki onları dinleyelim, fırsat verilsin.” 

Meclis üyesi ne demek bilmeden… 

Akçasoy, meclis üyeliği hakkında “2004 yılında meclis üyesi ne demek bilmeden, ne iş yaptığını bilmeden Yılmaz Hoca’nın ‘siyasette daha çok kadın olsun, yönetim kademelerinde daha çok kadın olsun’ demesiyle kendimizi bu hayatın içinde bulduk. Eskişehir kadın meclis üyesi anlamında her zaman Türkiye ortalamasının üzerindedir. Yılmaz Hoca’mızın bu yöndeki vizyonunu takdir etmek gerekir” dedi.

 

Herkesi buraya davet ediyoruz 

Akçasoy, şöyle devam etti: “Meclis üyesi olduğunuz zaman her şeye daha farklı bakıyorsunuz. Binalara, semte, sokaklara… Bu kent Konseyi Başkanlığı ile de birleşince sorumluluğum daha arttı. Bu hep birlikte başaracağımız, altından kalkabileceğimiz bir sorumluluk. Şehriyle ilgili söz söylemek isteyen herkesi buraya davet ediyoruz. Yaşadığı yer ile ilgili sorunu ve çözüm yolları olan insanlarla çalışmaktan çok mutlu oldum. Sokak hayvanlarından tarihi miras yapılara, havasına suyuna toprağına kadar pek çok alanda çalışma yaptık.” 

Sosyal medya korkulacak bir alan 

Teknolojinin hızla ilerlediğini ifade eden Akçasoy, yaptıkları bir çalışmayı şöyle aktardı: “Yaşı biraz ileride olan tecrübeli STK yöneticileri ya da orada görevli kimselerle bir araya geldik. Ve dedik ki kim korkar sosyal medyadan? Aslında sosyal medya korkulacak bir alan. Tedbirli ve temkinli olmamız gereken bi alan. Özellikle kadınlar ve gençler açısından daha tehlikeli. Hatta şimdi çocukları da bunun içine koyabiliriz. O nedenle bunu doğru kullanmayı öğrenmeliyiz. STK yöneticilerini, arzu eden kadınlarımızı bu noktada eğitmeye çalıştık. Hiç düşünülmeyen, tahmin edilmeyen şeylerin tehlikelere yol açacağını göstermeye çalıştık. Hepimiz eğitildik. Öyle bir mecra ki derya deniz… Bunu ancak eğitimle çözebiliriz. Çocukları nasıl korumak gerektiğini öğrendik.”