Eskişehir iş ilanları için tıklayın

Gürleyik Doğal ve Tarihi Varlıkları Koruma Geliştirme Derneği Başkanı Halit Gürsoy, Gürleyik'in meşhur taze fasulyesinin dokunaklı öyküsünü ele aldı. Gürsoy, "Doğada her şey seninle konuşur, sen yeter ki duymak iste" girişiyle yazdığı metnin devamında şu kelimeleri aktardı; Ben Gürleyik'in meşhur taze fasulyesiyim. Beni 1970'lerde Ahmet Çatak - nam-ı diğer Tak Tak Ahmet- tarlasına ekti. Sırıkla buluşunca çoğaldım, bereketlendim. Bereketlenince tezgaha kadar geldim. Ahmet beni bu tezgahlarda Ankaralılarla tanıştırdı. Ağız tadını bilen Ankara halkının sofralarında yerimi almaya başladım, damaklarında tat oldum. Ankara'daki namımı duyan Gürleyikliler'de tohumlarımı birer ikişer tarlalarına ekmeye başladılar.

Gürleyik o zamanlar çok kalabalıktı. O an başlayan şöhretim 2000'lerin ortasına kadar devam etti. Her gün üç kamyona doluşup Ankara'nın tozlu yollarına doğru bir sefere çıkardık. Başkentin her semt pazarında görünür olmuştuk. Geçimini bizle sağlayan Gürleyiklilerin cepleri dolup taşıyordu. Bizim sayemizde çocuklarını büyüttüler ve  okuttular. Ana- babalarıyla birlikte bizim hasadımızı çuvallara koydular, onlarla birlikte şanımız da büyüdü. O çocuklar büyüyüp köyden ayrıldılar. Kimi İstanbul'a, kimi Gebze'ye, kimi Ankara'ya kuş olup uçtu. Benim yıl içindeki ömrüm kısadır ama yerimi, yurdumu da pek severim doğrusu. İsterim ki çiçeklerimin açma zamanı gelsin. O çocuklar kadar çok severim hem de köyümü...

Duydum ki ağzının tadını bilen Ankaralılar ara sıra Gürleyik'i görmeye geliyorlar. Benim ve köyümüzün güzel koyunlarını tanıyorlar, elbette bizi ve muhteşem doğamızı görmeye gelmeleri çok normal ve yine duydum ki benimle beslenen bu çocuklar geleni gideni istemez olmuş. Yuvayı sahiplenmek güzel de misafire hiç kucak açılmaz mı? Siz misafir değil misiniz Gebze'de, İstanbul'da, Ankara'da? Ben misafir olmadım mı yıllarca o sofralarda? Bir seçenek daha vardı gerçi... Ben bu köyden çıkmasaydım, siz de çıkmasaydınız. Tencerenizde yalnızca fasulye kaynasaydı, miras kavgasına girişip de tarlaların talan olmasına göz yummasaydınız keşke. Biz gittik, bu topraklara geri döndük. Siz gittiniz, hiç değilse yılda birkaç gün bu topraklara geri dönüyorsunuz. Ankaralılar bizi ve Gürleyik Köyü'nü 1970lerden beri tanır. Bırakın da suyumuzdan içmeye gelsinler. Size yaşananları yalnızca hatırlatmak istedim."