Anadolu Üniversitesi’nin Açıköğretim Fakültesi gelirleri her zaman gündemde oldu. AÜ kasasında biriken paralar herkesin iştahını kabarttı. Bu durum AÜ Rektörünü gören herkesin bi şeyler istemesine neden oldu. Alpu’da bir vatandaş dönemin rektöründe mahallesine park yapmasını istemişti!
AÖF paraları dillere destandı
AÖF paraları dillere destandı… Ve elbette YÖK’ün ve Hazine’nin de dikkatini çekiyordu bu para… Prof. Dr. Fevzi Sürmeli’nin rektörlüğünün son döneminde “Fazla paranın, biriken paranın Ankara’ya aktarılması” tartışmaya açıldı. Prof. Dr. Fevzi Sürmeli döneminde böyle bir şey olmadı fakat kendisinden sonra rektör olan Prof. Dr. Davut Aydın döneminde yeniden gündeme geldi. Prof. Dr. Aydın ve ekibi koltuğa oturur oturmaz bu meseleyi kucaklarında buldu. 2010 yılında iki seferde olmak üzere 1 milyon 50 bin lira Ankara’ya aktarıldı. Paranın, yeni kurulan üniversitelerin altyapısı için harcandığı ifade edildi.
Başkent Eskişehir’e aktarıldı!
Prof. Dr. Naci Gündoğan’ın rektörlüğü döneminde ‘para istemeler’ devam etti. Paranın Eskişehir’de kalması için formül arayan Naci Hoca, sonunda çareyi buldu. Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti olmuştu. 425 milyon Başkent Ankara’ya değil, Başkent Eskişehir’e aktarıldı! O parayla başta kütüphane, stadyum olmak üzere Eskişehir’e sayısız kalıcı eser yapıldı. Naci Hoca’nın sonraki yıllarında da yaklaşık 100’er milyon Ankara’ya gönderildi.
Şafak Hoca’nın güvenlik harcaması kanun çıkarttı!
AÜ Rektörü olan Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’nın kamera-güvenlik sistemine 60-70 milyon harcaması YÖK’ü bazı değişikliklere zorladı. 2020’de kanunla yapılan değişiklik şöyle: “Ek Madde 44 – (Ek:15/4/2020-7243/19 md.) Açık öğretim hizmeti veren yükseköğretim kurumlarının döner sermaye işletmelerinin açık öğretim fakültelerine ait alt hesaplarında oluşan gelirler münhasıran bu faaliyetlerin gerektirdiği giderlerde kullanılır ve bu hesaplarda üçer aylık dönemler itibarıyla oluşacak gelir fazlalarının yüzde 80’i her üç ayda bir izleyen ayın onbeşine kadar Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı muhasebe birimi hesabına aktarılır. Aktarılan bu tutar, Başkanlık bütçesinin (B) işaretli cetveline öz gelir, (A) işaretli cetveline ödenek kaydedilir ve Devlet yükseköğretim kurumlarına kaynak aktarmak suretiyle doktoralı bilim insanı ve araştırmacı yetiştirilmesi için kullanılır. Devlet üniversitelerinde bulunan Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek öncelikli alanlarda yapılan doktora programlarındaki öğrencilere 5102 sayılı Kanuna tabi olmaksızın burs verilebilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığının uygun görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenir.” Böylece AÖF’nin fazla parasının yüzde 80’i YÖK’ün ilgili hesabına aktarılmaya başlandı. Üç ayda bir… Kalan paraya da “AÖF ile ilgili işlerde kullanılma şartı” getirildi.
Biz iki maaş dağıtıyoruz!
Eskişehir ekonomisini ilgilendiren en önemli husus ise döner sermaye dağıtımı… AÜ’nün döner sermaye payları da efsaneydi… Hatta bu konuyla ilgili bir rektörümüzün “Biz iki maaş dağıtıyoruz. Biri ayın birinde, diğeri 15’nde” dediği biliniyor. Bu döner sermayeden ilk önce AÜ’den ayrılan ESTÜ personeli mahrum kaldı. Ardından döner sermaye dağıtımına kısıtlama geldi. Artık katkısı olan-olmayan herkese döner sermaye yok! Böyle olunca yıllık 60-70 milyon değil 8-10 milyon döner sermaye payı dağıtılıyor. Üniversite kaynakları “Olması gereken de buydu. Hakkaniyetli olan buydu. ESOGÜ Tıp Fakültesi’ndeki döner sermaye Turizm Fakültesi’ne harcanmaz” diye uygulamayı savunuyor. Sadece AÖF sistemine katkı verenlerin döner sermayeden pay alması süreci uygulanmaya başlandı. Bu durum ‘hakkaniyetli’ olsa da şehir ekonomisine ciddi zarar verdi.
Sonuç olarak AÖF’nin gelir fazlası parasının yüzde 80’i üç ayda bir YÖK’e aktarılıyor. Ve bu rektör inisiyatifine bırakılmadı. Bu yönde bir kanun çıkarıldı. AÜ’deki döner sermaye dağıtımına da ciddi kısıtlama geldi. Eskişehir’den giden 50 milyonun hikayesi böyle…