Elagöz, Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu tarafından düzenlenen etkinlikte gazetecilerle bir araya geldi. Elagöz’e gündem dışı sorular da yöneltildi. Baro Başkanı’nın öne çıkan konuşmaları şöyle…

Pimi çekilmiş bomba gibi…
“OHAL ilan edilebilir” diyen Prof. İzzet Özgenç’in açıklaması ile ilgili olarak şöyle konuştu: “Ülkede şu anda çok ciddi sorun var. Pimi çekilmiş bomba gibi Türkiye Cumhuriyeti şu anda. Ekonominin nereye gideceğini kimse kestiremiyor. Ekonomik sıkıntı almış başını gitmiş. Ekonomik sıkıntı beraberinde toplumsal sorunları da doğuracak ileri günlerde öyle görünüyor. Tasvip etmiyorum. Herkesin eylemine söylemine dikkat etmesi gereken bir ortamdan geçiyoruz.”

Bir adım ileri üç adım geri gidiyoruz
Elagöz, kaç avukat olduğunun sorulması üzerine şöyle konuştu: “1600’ü geçtik. Sicilimiz 2 bin 746’larda… Çok ciddi bir sayı artışı var. Burada en mağdur olanlar genç meslektaşlarımız. Ülkede ciddi bir sistem sorunu var her alanda olduğu gibi. Çok kontrolsüz hukuk fakültesi açılıyor Türkiye’de. Benim bildiği 137 hukuk fakültesi var. Türkiye’de 25 civarında ceza profesörü olduğu söyleniyor. Nasıl sağlıklı bir eğitim verilebilir? Önce bunun bi tartışılması gerekir. Ki sorun konu sadece ceza profesörü ile de ilgili değil, diğer alanlar da ilgili… Haliyle bu kadar eğitim öğretim kadrosu olmayan her yere açılan binalarla kontenjanlarla da çok ciddi sorun haline geldi bu üniversiteler. Asıl dikkat edilmesi gereken tehlike de şu; sonuçta buradan mezun olan arkadaşlarımızın hepsi avukat olmuyor. Hakim ve savcı olarak görev yapanlar da var. İyi bir hukuk fakültesi eğitimi almadan hukuk mezun olan kişileri siz hakim olarak o kürsüye oturtursanız vatandaş olarak ‘bu ülkede adalet yok’ diye ortalıkta gezersiniz. Olmaz da, buradan adalet çıkmaz. Türkiye’de adalete olan güven her geçen gün geriye gitmekte. Maalesef yargı reformu adı altında çıkarılan düzenlemeler var. Emin olun hiçbiri yargıyı iyileştirmeye yönelik adımlar değil. Sadece süslü laflar, güzel gösterişli lansmanlardan ibaret. Yargı asla ilerlemiyor. Bir adım ileri ise üç adım geri gidiyoruz.”
İcra dosyalarının artıp artmadığına ilişkin soruya “İcra dosyaları arttı… Ülkede şu anda toplam nüfusun yarıdan fazlası birbiriyle icralık ve mahkemelik” diye yanıt verdi.

Başsavcı ‘50 sene gider’ demişti
Elagöz, yeni adliye binasıyla ilgili olarak da şunları kaydetti: “2008 yılında bu adliye faaliyete geçti. Biz Eskişehir Barosu olarak dönemin başsavcısına; mimarisi itibariyle 10 sene dayanmaz. Şu anda kapalı otopark olarak yapılan yer henüz yapılmamıştı. Belediye ve bakanlık ile protokol yapılmasını, ek bina için tahsis istenmesini talep ettik. Yıllar önce… Yok dedi başsavcı, 50 sene gider dedi. Hangi vizyonla söylediyse bilmiyorum. İki sene önce ikiye bölündük biz. Sulh mahkemeleri eski adliyede… Şimdi üçüncü bina arayışı içindeler. Olmayacak yerlerde bina buluyorlar, kiralamaya çalışıyorlar. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Eskişehir gibi bir yerde üç tane adliye olur mu arkadaşlar? Böyle bir şey olabilir mi? Odunpazarı Belediyesi dibinde eski yabancı diller fakültesi vardı. Bakanlığın ödeneği olmadığı ifade ediliyor. Orası bakanlık tarafından adliye yapılması için tahsis edildi. Ama ödenek olmadığı için bina yapılamıyor. Bunu kabul etmiyoruz. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti bir bina yapmaktan acizse hiç konuşmayalım o zaman burada. Kiralama arayışı içine girmişler. Kiralar da az uz kiralar değil. O parayla üç yılda binayı yaparsınız…”