Baro’dan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Sanatçı Gülşen Bayraktar Çolakoğlu’nun dört ay önce bir konser sırasında sarfettiği ve çeşitli yayın organları aracılığıyla kamuoyuna yansıtılan ifadeleri sonrasında, sosyal medya örgütlenmesi ve provokasyonları ile gündem yapılarak, esasen bir koruma tedbiri olan ve şartları Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda sıkı bir şekilde düzenlenen tutuklama müessesesi aracılığıyla yasanın amacına, şartlarına aykırı bir şekilde, kamuoyuna adım adım takip ettirilen bir süreç izlenerek tutuklanması ve cezaevine gönderilmiş olması, daha önce de pek çok kez örneğine rastladığımız bir biçimde hukuk güvenliği ilkesini temelinden sarsmıştır.”

'Provokasyonlara malzeme yapıldı'

“Gülşen’in, yaşanan bu süreç öncesinde kıyafetleri, LGBTİ bireylere sahneden verdiği destek ile sürekli olarak gündemde olması, az önce ifade ettiğimiz şekilde sosyal medya örgütlenmesi ve provokasyonlarına malzeme yapılarak hedef gösterilmesi tutuklama tedbirine başvurulmasının başlıca nedeni olarak algılanmakta, bağımsız ve tarafsız yargı organlarının aynı zamanda bağımsız ve tarafsız bir görüntü sergilemeleri ve kamuoyunda da bu güveni oluşturmaları zorunluluğuna aykırılık teşkil etmektedir.”

'İnfaz Kanunu hükümleri göz ardı edildi'

“Sarf edilen sözlerin suç oluşturup oluşturmadığına, ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığına dair yapılacak yargılama beklenmeksizin, İnfaz Kanunu hükümleri göz ardı edilerek, Ceza Muhakemeleri Kanununun tutuklamaya dair hükümlerine aykırı bir şekilde, tutuklama tedbirine cezalandırma yöntemi olarak başvurulmuş olması kabul edilemez.”