Dalgıç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Tanık olduğumuz ve aslında Türkiye’nin yakından tanıdığı ve her gün yaşanan bir Türkiye gerçeğini dile getirdiğimiz için, AKP trolleri ve İlçe Başkanı tarafından, seviyesiz saldırılara maruz kaldık. Sadece, zaten bilinen ve bizzat yaşadığımız bir gerçekten bahsettik.

Halkla dertleşmek onların derdini dinlemek, bunu yaparken de sebeplerini ve failleri konuşmak suç değil siyasetçinin asli işidir.

Gerçeklerin söylenmesi zorlarına gidiyor. Yandaş kanallardan yaydıkları pembe yalanlara herkes inansın istiyorlar. Çöpten yemek toplayanların, saraydaki ihtişamdan haberi olmasın, karnının doyduğuna şükretsin diyorlar. Bugün Öğretmenler Günü, anaların babaların varını yoğunu vererek okutup öğretmen yaptığı yarım milyondan fazla öğretmenin atanmamasından rahatsız olmuyorlar ama bunu söyleyenden rahatsız olup, küfür ve hakarete başlıyorlar. Sanıyorlar ki, küfür gerçeğin üzerini örter.

AKP Tepebaşı İlçe Başkanı da ustasından aldığı feyz ve öğrendiği üslupla esip gürlemiş. Ama ne dediğini bilmiyor. Türkiye Cumhuriyetini kuran zihniyete kör zihniyet diyor. Kör zihniyetin, halka yardım edemesinler diye belediyelerin yardım toplamasını engelleyen kendi zihniyeti olduğunun farkında değil. Tepebaşı Belediyesinin yemek yardımı yaparken siyasi görüşe baktığı gibi, iftira ve gaflet dolu bir söylemde bulunmaya cesaret ediyor.

AKP İlçe Başkanı, partisinden gurur duyduğunu söylüyor. Her üç gençten birinin işsiz olduğu aklına geldiğinde, AKP döneminde kadın cinayetlerinin ve çocuk istismarının rekor kırdığını gördüğünde, her doğan çocuğun 19 bin TL borçla doğduğunu düşündüğünde bu kibirli gururları hiç mi incinmiyor? Şantaja boyun eğip rahibi saldıklarında, daha dün uluslararası sularda bir gemimizin Alman komandolarca hukuka aykırı olarak aranıp kaptan ve mürettebat elleri başlarında bekletildiğinde bu içi boş guruları hiç mi rahatsız olmuyor.

AKP İlçe Başkanı vatandaşı görüşüne göre sınıflandırdığımızı iddia etmiş. Bizim siyasi görüşümüzde kimseyi, din, ırk, dil, siyasi görüş diye tasnif etmek yoktur. Onun için biz Türk-Kürt kardeştir derken onlar böyle dediğimiz için bize terörist diyor. Çünkü vatandaşın ırkına bakıyorlar. Biz, devlet işlerine din işleri karışmasın, laiklik tam uygulansın dediğimizde onlar bize dinsiz diyorlar. Çünkü devlet işlerinde insanların dinine ve mezhebine göre muamele edilsin istiyorlar. Biz her türlü göreve liyakatle gelinsin derken onlar, en basit bir işe girmek için başvurana bile git önce AKP’ye üye ol öyle gel diyorlar. Çünkü kendi siyasi görüşlerinden olmayana hayat hakkı tanımıyorlar. Sonra da 11 milyon üyemiz var diye övünüyorlar. Bu üyelerin birçoğunun üye olduğundan haberi yok.

AKP İlçe Başkanı haddini aşarak bir de istifa çağrısı yapmış. Hiçbir zaman gerçek siyasi sınavlardan geçip partililerin özgür iradesi ile böyle görevlere gelmeyenlerin, seçilmenin ve istifanın ne olduğunu idrak etmeleri de mümkün değildir. Onlar tek bir siyasi iradenin var ettiği gölge figürlerdir. Siyasi kimliklerini bir tek kişi var eder veya yok eder. Oysa CHP’de demokratik yolla ve partilinin idaresi ile İlçe Başkanı olunur. İstifa, seçenlere kaşı sorumluluk taşıyan, özgür bir iradenin işidir. Bu da AKP gibi partilerde olmaz. İstifa hakkı bile olmayan birisinin bir başkasını istifaya davet etmesi densizlikten başka bir şey değildir."