Eskişehir iş ilanları için tıklayın

Eskişehir’in güneydoğusunda, Eskişehir-Afyon asfaltı üzerinde kurulan ve Cumhuriyet’ten sonra ilçe olan Mahmudiye yeşillikler içerisinde bir yerleşim merkezi… 1800’lü yıllarda Çerkezler geldi, adını 2. Mahmud’dan aldı, Osmanlı Ordusu’nun at ihtiyacını karşıladı…

ADINI PADİŞAHTAN ALIYOR

Mahmudiye adının kaynağı Osmanlı İmparatorluğunun ıslahatçı Hükümdarı olarak bilinen 1’nci Mahmud’dur (Gazi Sultan Mahmud Han-ı Sani / 1784-1839. İlçedeki eski tapu kayıtlarında da büyük bir kısım arazi Mahmud San-i Vakfı olarak görülmektedir. Şahısların sahip oldukları tapularda da alınış yeri Mahmud San-ı Vakfı olarak kayıtlıdır. Böylece ilçenin 2’nci Mahmud’un adından dolayı Mahmudiye ismini aldığı bilinen bir gerçektir. Mahmudiye, 1880-1885 yıllarında Kafkasya’dan gelen 30-40 hanelik Çerkezlerin yerleşmesiyle Atikçerkez Mahallesi olarak kurulmuştur. Daha sonra Bulgaristan, Rumeli ve Romanya’dan gelenlerin Atikçerkez mahallesine iskan ettirilmesiyle büyük bir köy halini almıştır.

34 GÜN İŞGAL ALTINDA KALMIŞTIR

1918 yılında başlayan I. Dünya Harbinde çevre halkı istiklali için yapılan tüm savaşlarda Milli Kuvvetlere maddi ve manevi yardımlarda bulunmuştur. Bu arada memleketin Yunanlılar tarafından istila edilmesi üzerine Mahmudiye’deki Çiftlikat-ı Hümayun önce Kırşehir sonra da Çankırı’ya nakledilirken Katil İlyas çetesi tarafından yağma edilmiştir. Geriye kalanlar da Esenboğa’ya nakledilmiştir. Yunanlılar, Polatlı’ya doğru ilerlerken Mahmudiye halkının elinde kalan hayvanlarını almışlardır. Sakarya Savaşından sonra geriye kaçan düşman, Mahmudiye’de ayakta kalan evleri yakıp yıkmış, düşman yakıp yıkma işiyle uğraşırken Türk Kuvvetlerinin sıkıştırması üzerine ağırlıklarını toplayamadan Kırkkız Dağı istikametinde çekilmiştir. Türk Kuvvetleri de Çal Tepesine mevzilenerek uzun bir süre durdurmuşlardır. Mahmudiye 34 gün işgal altında kalmıştır. 18 Eylül 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır.

1954 YILINDA İLÇE OLDU

Mahmudiye’nin 1915 yıllarında nahiye olduğu bilinmektedir. Mahmudiye nahiye olunca şimdiki Çifteler o zaman köy olduğundan çevresindeki bazı köylerle birlikte Mahmudiye’ye bağlanmıştır. 1920 yılından sonra göçmenlerin yerleştirilmeleri ile daha da gelişmiş ve Atikçerkez (Işıklar) Mahallesi ve Muhacir (Yeni) Mahalle olarak iki mahalleye ayrılmıştır. Mahmudiye’nin 10 kilometre güneybatısında bulunan İsmetpaşa köyünün 1939 yılında nahiye olması nedeniyle bölge arazisi ve köyleri iki nahiyeye bölünmüş, 1950 yılında ise İsmetpaşa kaldırılarak tekrar köy olmuş, arazi ve köyler Mahmudiye nahiyesine bağlanmıştır. 1949 yılında Belediye teşkilatı kurulmuş, 28.06.1954 tarihinde de 6321 sayılı kanun ile ilçe merkezi olmuştur. İlk Kaymakam Fahamettin Altun’dur.

OSMANLI’NIN AT İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN

Mahmudiye ilçemizde 1815 yılında 2. Mahmut tarafından Osmanlı ordusunun at ihtiyacını karşılamak için Çiftlikat-ı Hümayun adıyla kurulan Anadolu Tarım İşletmesinde yaklaşık 200 yıldır safkan Arap atı yetiştiriciliği yapılıyor.  Halen ilçede faaliyet gösteren Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı Anadolu Tarım İşletmesi ile özel çiftlikler ve Türkiye Jokey Kulübü (TJK) Pansiyonu’nda 1500 civarında safkan Arap atı bulunuyor. İlçede, at pansiyonculuğunun yanı sıra damızlık ve yarış atı yetiştiriciliği yapan çok sayıda işletme faaliyet gösteriyor. “Altyapı, coğrafi konum, yetişmiş insan gücü, eğitim durumu, tarihsel gelişim” gibi etkenlere göre de, Mahmudiye her yönüyle atçılığın önemli merkezlerinden biri olma özelliğini koruyor.

BÖLGE AT YETİŞTİRİCİLİĞİYLE ÜNLENMİŞTİR: Yaklaşık 7 bin 800 nüfusa sahiptir. İlçe halkı ağırlıklı olarak tarımla geçimini sağlamaktadır. Buğday, kuru yonca, mısır bölgede yetiştirilen tarım ürünlerin başlıcalarıdır. İkinci gelir kaynağı ise hayvancılıktır. Ayrıca Türkiye Jokey Kulübü Mahmudiye Harası kısa döneme kadar faaliyet göstermekteydi. Bölge at yetiştiriciliğiyle ünlenmiştir. 100-200 bin TL değerinde taylar bölgede yetiştirilmekte ve Eylül aylarında yarış yapılmaktaydı. Bunların yanı sıra nalbantlık ve saraçlık ise bölgenin el sanatlarındandır.

SİVRİHİSARLI SAYYİD ŞEYH OSMAN AFİF EFENDİ TÜRBESİ: Alim, Mutasavvuf ve Hattat, Sivrihisarlı Seyyid Şeyh Osman Afif Efendi (1818-1881) yılları arasında yaşamış Eskişehir’in önemli Kültürel değerlerinden birisidir. Osman Afif Efendi 22 yaşında başladığı Müderrislik (Profesörlük) görevine önce Dersaadet’de (İstanbul) uzun bir süre devam etmiş ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. Bu talebelerden en meşhurları Dünyaca bilinen Türk Mantık Bilgini ve ilk Türk Mantık Eseri olan Hülasat’ül-mantık fi şerhi tehzib il-mantık‘ın yazarı Denizlili Osman Abdülmennan Efendi ve Astronomi Bilgini ve Hattat İbrahim bin Ahmed Bursevi‘dir. Osman Afif Efendi‘nin kabri, Mahmudiye İlçesine bağlı Doğanca (Cönger) Mahallesinde bulunan ve kendi ismi ile anılan türbe binası içerisindedir.