Tarihi ticaret ve kervan yollarının (Kral Yolu – Hac, Kervan ve Sefer Yolu -Bağdat Yolu-) kesiştiği bir yerde kurulan ilçe, bazı kaynaklardan tespit edilen adları şunlardır: Kakkabocome, Kakkabas, Hüsrev Paşa Hanı, Hanköy, Hüsrev Paşa Köyü, Yenihan (Çamlıbel–Kızılkilise), Çifterlû (Çifteli), Han Barcunlu… 1990 yılında çıkan ilçelik hakkındaki kanun ile Han olarak son şeklini aldı. İlçede ilk yerleşimler Hititler’e kadar dayanmaktadır. Erten Mahallesi’ndeki Erten Höyük, Karaağaç Höyük, Kulapa Höyük ile Yazılıkaya’daki Midas Şehri’nin doğuya bakan yamaçlarındaki kayalara işlenmiş Hitit rölyefleri, Hitit kalıntılarıdır. Bu nedenle ilçenin Hititler döneminde yerleşim gördüğü kesin olarak söylenebilir. (MÖ 3500)

FRİGLER’İN ALFABESİ HENÜZ TAM ÇÖZÜLEMEDİ

MÖ 1200 yıllarında Balkanlar’dan gelen Frigler, bilhassa bölgede bulunan Hitit egemenliğine son verirler. Frigler’in başkentinin Gordion (Polatlı) olması bu bölgedeki etkinliklerini kuvvetli kılmıştır. Tarihçi Heredot’un üzümünden ve bağlarından övgü ile bahsettiği Yeşil Vadi, Sağlıklı Frigya ilçe topraklarını da kapsamaktadır. Frigler’in kurdukları Galatia (Ankara), Gordion (Polatlı), Pessinus (Ballıhisar), Dorylaion (Eskişehir) ve Midas City (Yazılıkaya) gibi önemli yerleşim merkezlerinden Midas City, Han sınırları içinde. Burada en önemli kazıyı Fransız Gabriel yapmıştır. Bu araştırmalar MÖ VII. Yüzyıl sonrası bazı saldırılara uğrayarak doğu topraklarını kaybeden Frigler’in MÖ VI. Yüzyıl başlarında bölgede ikinci altın devirlerini yaşadığını ortaya koymuştur. Daha çok kaya kabartma ve yazıcılığına önem veren Frigler’in alfabesi henüz tam çözülememiş olup bu konuda bazı bilim çevrelerince çalışmalar devam etmektedir.

ROMA-BİZANS DÖNEMİNDEN KALMA…

Frigler’in egemenliğine son verenler Kimmerler’dir. Sonra da merkezleri Sard (Manisa) olan Lidyalılar’ın egemenliklerini genişletmeleri üzerine bölgeye hakim oldukları görülmektedir. Fakat Frigler tarıma, Lidyalılar ise ticarete önem verdiklerinden, Lidyalılar ilçede yerleşim yeri kalıntısı bırakmamışlardır. Ancak ticaret yolu olarak yapılan Sard’dan Dorylaion’a uzanan Kral Yolu ilçeden geçmiş olup, kalıntılarını görmek mümkündür. Kral Yolu’ndan başka İstanbul’dan Konya ve Kayseri’ye oradan Suriye ve Irak’a giden Kuzey-Güney ticaret ve sefer yolunun ilçeden geçmesi ile ilçenin önemi bu dönemde artmıştır. İlçe merkezi başta olmak üzere Yazılıkaya, Erten, Akhisar, Gökçeyayla, Başara, Karakuyu, Alevkilise, Üççeşmeler gibi daha birçok yerde Roma-Bizans döneminden kalma çok sayıda yerleşim yeri ve tarihi kültür varlığı kalıntısı mevcuttur. Seyit Battal Gazi türbesinin komşu ilçe Seyitgazi’de olması Emeviler zamanında seferlerin ilçeye kadar ulaştığını göstermektedir.

ORDULARIN GEÇİŞ VE SAVAŞ YERİ

Bu bölge Orta Çağ’ın ikinci yarısında Türk, Bizans ve Haçlı ordularının geçiş ve savaş yeri olmuştur. Selçuklular’dan sonra Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu bölge, ilçeye yakın olup, ilçe topraklarının Osman Bey’in amcası Dündar Bey Vakfı’na ait topraklar arasında olduğu rivayet edilmektedir. Osmanlı döneminde ilçe topraklarında ilk yerleşimlerin nasıl ve nerelerde olduğu konusunda kaynaklarda bilgiye pek rastlanılmasa da, Bozüyük istikametinde kuzeybatıdan gelen sefer ve kervan yolunun şimdiki Han İlçesi merkezinden geçtiği öteden beri bilinmektedir. Evliya Çelebi bu yerin, Seyitgazi’den sonraki menzil olduğunu belirtmiştir. Türk devri sefer ve kervan yolunun öncüsü olan Bizans Yolu’nun da Han’dan geçtiği anlaşılmaktadır. Han’dan, Osmanlı Devrinde geçen İstanbul-Eskişehir-Konya-Adana yolu “Anadolu”, “Anadolu Orta Kolu” olarak adlandırılır.

BİR ARA KÖY STATÜSÜNE DÜŞTÜ

IV. Murat döneminde Vezir-i Azam Hüsrev Paşa Bağdat Seferi’ne giderken, bölgenin önemini kavramış ve buraya bir kervansaray, cami, hamam ve çeşmeler yaptırmak amacıyla vakıf kurmuştur. Vakfiyesi mevcuttur. Geçen yüzyıl içinde çizilen haritalarda Eskişehir’den güneye inen tek yol Kütahya–Afyon yoluna paralel olarak, Seyitgazi–Bardakçı–Hüsrevpaşa üzerinden geçerek Bayat’ta Afyonkarahisar–Ankara yolu ile kesişmektedir. Böylece pek yakın tarihlere gelinceye kadar çalışan bu yol, yeni karayolları şebekesinin değişik esaslara göre kurulması ile kenarda kalmış ve unutulmuştur. Han da menzil yeri olarak önemini kaybetmiş ve bir ara köy statüsüne düşmüştür.

YOĞUN ASKERİ HAREKATLAR CEREYAN ETTİ

Kurtuluş Savaşı sırasında da ilçe ve yakın çevresinde oldukça yoğun askeri harekatlar cereyan etmiştir. Yunanlılar Kayı, Karaağaç ve Han’da karargah kurmuşlardır. Kayı ve Karaağaç’da yangınlar çıkarmalarına ve çeşitli zararlar vermelerine rağmen Han’da bir tahribat yapmamışlardır. Han’ın doğu kenarına yerleşerek sadece erzak temini amacıyla Hanlılarla temasta olmuşlardır. İlk gelişlerinde Hüsrev Paşa Camiini ateşe verdikleri, daha sonra camideki Bizans dönemi yapı taşlarını görünce yangını söndürdükleri rivayet edilir. Türk Orduları da çevrede devamlı hareket halinde olmuşlardır. İskânkuyu, Gökçekuyu ve Mallıca’da karargahlar kurarak düşmanı devamlı takip halinde olmuşlardı.

KISA BİLGİLER:

Han, 1963 yılında Afyon’un Emirdağ ilçesinden ayrılarak Eskişehir’in Çifteler ilçesine bağlanmıştır.

15 Mayıs 1967’de kasaba olmuş ve belediye teşkilatı kurulmuştur.

20 Mayıs 1990 tarihinde çıkarılan 3644 sayılı kanun ile ilçe statüsüne kavuşmuş, ilk etapta 10 köy bağlanmıştır.

Daha sonra Afyon’un İscehisar ilçesinden ayrılan Gökçeyayla Köyü’nün de bağlanmasıyla köy sayısı 11 olmuştur.

12 Kasım 2012’de 6360 sayılı kanun ile kabul edilen Yeni Büyükşehir Yasası gereği ilçe 15 mahalleden oluşmaktadır.

YERALTI ŞEHRİ

İlçe merkezinde 1992 yılında Eskişehir Müzesi tarafından kazı ve araştırma yapılmıştır. Han yeraltı yerleşimi: Doğal kayalıklarda, yeraltına oyularak yapılmıştır. Yeraltına yapılan kat kat mekanlar ile mekanları birbirine bağlayan koridorlar, en alt seviyede, kuzeyden gelen bir temiz su kanalına bağlanmaktadır. Yapılan araştırmalarda, bugünkü ilçe merkezinde, kayalıklara oyularak yapılmış gömü ve benzeri mekanların yerleri saptanmıştır. Yeraltı şehrinin yakınındaki mezar odası 1992 yılında Eskişehir Müzesi tarafından temizlenmiştir. Gömü odasının girişi güneydoğudandır. Yeraltına oyularak yapılmış üç odadan oluşmaktadır. Odalarda arcosoliumlu sandukalar bulunmaktadır. Oda duvarının özellikle üst seviyesinde ve tavanda rozet, baklava dilimi, fiyonk, yaprak ve fırıldak motifleri bulunmaktadır. Bu bölgede bilinen tek örnektir. Ayrıca ilçe merkezinde kolosal gömü taşları bulunmaktadır.

YAZILIKAYA

Frig kaya fasadlarının en görkemli örneğidir. Midas şehri platosunun kuzeydoğu eteğinde, öne doğru çıkıntı yapan kaya kütlesi üzerinde yer alır. İlk olarak 1800 yılında W. M. Leake ve arkadaşları tarafından incelenerek kabataslak çizimi yapılmıştır. G. Koehler’e ait bu çizim, birçok hata ve eksikliklerine rağmen, Frig fasadlarının genel görünüşü hakkında fikir veren ilk çizim olması nedeniyle özel bir yere sahiptir. 1834’de Ch. Texier, anıtı inceleyerek gravürünü yapmıştır. Bu, anıtın aslına uygun ve tüm görkemini yansıtan ilk ve tek gravürdür. Anıtın sol üst kısmında, düzleştirilmiş ana kaya üzerindeki Frigce yazıtta geçen Midai kelimesinden dolayı anıta bu ad verilmiştir. Yöre halkı ise üzerindeki yazıtlar nedeni ile anıtı, Yazılıkaya olarak adlandırmıştır. Günümüzde her iki isim de kullanılır.

BAZI ÖNEMLİ YERLER: AKHİSAR KALESİ - BAŞARA HÖYÜK, ROMA VE BİZANS YERLEŞİMİ - ERTEN MAHALLESİ ROMA-BİZANS YERLEŞİMİ - KULAPA HÖYÜK - MALOS ANTİK KENTİ - TEPEKÖY NEKROPOL SAHASI, ÖRENLİK MEVKİİ