Başkan Kurt’un yazısı şöyle:
“İnsanlık tarihi boyunca iyilik ve gelecek bir arada olunca umut doğmuştur. Fakat hep iyilikler ve güzel günler dilemek, insanların daha rahat yaşam sürdürmelerini beklemek çok kolay olmamaktadır. Hele ki, siyasette umut doğurabilmek daha da zordur.
Türk Sol’u çok uzun yıllardan bu yana umut olamamış, o nedenle seçimlerden başarılı sonuç elde edememiştir. İktidar olmadığı içinde ülkeyi iyi yönetebileceğini, adil olacağını, üretimi arttıracağını ve dengeli paylaştırma yapabileceğini gösterememiştir. Böylece bir kısır döngü içine düşmüş, örgüt, ideoloji, yöneticiden hangisi kusurlu arayışı çoğalmıştır. Oysa tek başına hiç birinin kusuru bu sonucu doğurmamıştır.
Hepsinin kısmi kusurları yan yana gelmiş ve umutsuzluk oluşturmuştur. 31 Mart 2019 seçimlerinde her türlü tartışmaya kulak tıkayarak inandığını ısrarlı bir şekilde uygulayan CHP, tekrar umut olmaya başlamıştır. Hele hele İstanbul da olağanüstü bir başarı sergileyen Ekrem İmamoğlu “kazanılabildiğini” göstermiştir. Adana, Mersin, Antalya, Ankara gibi büyükşehir belediye başkanları da sandıktan galip ayrılınca görevin devredildiğini göstermiştir. Bakmayın, İstanbul u örnek göstererek “kazansak da bize hakkımız olanı vermezler” diyenlere.
Pek çok yerde kazandık ve vermek zorunda kaldılar. 23 Haziran 2019’da da İstanbul’u vermek zorunda kalacakları gibi. Bundan böyle umutsuzluk yok, sol var. Sosyal Demokrat Belediyecilik uygulamaları ile CHP yapabildiğini, üretebildiğini, yönetebildiğini göstermek zorundadır. AKP’li Belediyenin bir milyara yaptığı işi, iki yıl sonra iki yüz milyona yaptığını gösterdiği gibi. Üç makam aracı yerine, orta halli bir araçla da bu işlerin yapıldığını gösterdiği gibi. Odunpazarı’nda Emek Mahallesi gibi en zayıf olduğu yerde yüzde 80 oy artışı sağlayabildiği gibi.
Ulaşılınca, insanların umut arayışına cevap verdiklerini görmemiz, anlamamız ve sürekli halkın içinde olmamız gerektiğini kavramak ile işe başlamalıyız.
Hemen, şimdi İstanbul Büyükşehir seçimlerinde oy kullanacak dostlarımızı tanıdıklarımızı hemşerilerimizi aramalı ve uyarmalıyız.
Her şeyin güzel olacağına dair umudumuzu tazelemeliyiz. İnanıyorum ki; Her şey çok güzel olacak. Kadınlarla güzel olacak, gençlerle güzel olacak, çocuklarla güzel olacak, işçiler, emekçiler ile güzel olacak. Velhasıl sol’la güzel olacak, sosyal demokrasi ile güzel olacak, demokrasi ile güzel olacak… Korkmayın.”