Kesikbaş, eskisehir.net’in facebook hesabından canlı olarak yayınlanan 10’da On programında Sedef Medya Grup Başkanı Cihan Yıldırım’ın konuğu oldu. Yaklaşık 4,5 yıl önce mesleki eğitim ve ihracat öncelikli hedefleriyle yola çıktıklarını ifade eden Kesikbaş, şunları kaydetti: “Mesleki öğretimi bi dönem boşladık. Mesleki eğitim üretim yapan ülkeler için olmazsa olmaz. İnsan kaynağı yetiştirmeniz gerekiyor. Fikir, para ve insan kaynağı gerekiyor girişimci olmanız için… Mesleki eğitimle ilgili olarak ESO Akademi’yi kurduk. Bu konuda BEBKA’ya çok çok teşekkür ediyoruz. Bununla birlikte Valilik ve İl Milli Eğitim Müdürlüğüne… Parayla işi herkes yapar önemli olan parasız iş yapmaktır. ESO’nun bütçesi kısıtlı, büyük bütçelerimiz yok.  Burası bugünkü değer üzerinden 45-50 milyonluk bi yatırım. Binayı Milli Eğitim’den 29 yıllığına tahsis ettik.  2 bin 500, üç bin metrekareye yakın bi alan. Bina yapmadık, paramızı taşa toprağa da gömmedik. İçini en üst seviye makinelerle donattık. İŞKUR var, eğitimleri destekliyor.”

Milyonlarca para harcayarak birçok şey yapılabilir
“ESO’nun kasasından da bi miktar para çıktı ama hepsini minimal ve gösterişsiz bi şekilde işlev kazandırarak yapmaya çalıştık. Bu konuda da başarılı olduk. Şimdi orayı aynı zamanda model bir fabrika haline de getiriyoruz. Yine cüzi miktar katkıyla 30-40 milyonluk fabrika hayata geçecek. Şaşaalı, gösterişli milyonlarca para harcayarak birçok şey yapılabilir ama önemli olan kaynakları verimli kullanmak. Neticede bizler iş adamıyız, şirketlerimizde nasıl bakıyorsak, şirketlerimizdeki tasarruf ve imkanları nasıl değerlendiriyorsak ESO’nun ve ülkemizin parasını da en iyi şekilde değerlendirmenin yolunu bulmaya çalışıyoruz. Neticede ülkenin ev kurumların imkanları kısıtlı… Bu işlerin havası civası çok fazla olmaz. Eğitim önemli, eğitimde sessiz güç olmak önemli. ESO Akademi, Türkiye’nin en modern tesislerinden biri oldu.”

Binlerce B2B yaptık
İhracat konusunda başarılı olduklarını ifade eden Kesikbaş, “İhracatta da çok başarılı olduk. İhracat İstihbarat Merkezi’nden tutun da ihracatın tabana yayılmasıyla ilgili o kadar çok eğitim e olanak sunuldu ki… Şirketler bir araya getirildi, yurt dışından B2B’ler yapıldı. Yurt dışı fuar organizasyonları, tanıtımlar… Binlerce B2B yaptık” dedi.

Diplomayı al kenara koy!
Kesikbaş, şöyle devam etti: “Diploma artık çok önemli bir faktör değil. Önemli olan yeteneklerin geliştirilmesi. Diploma aldınız, eyvallah annenize babanıza gösterin, duvara asın havalı olsun… Yeteneğini geliştirmedikçe bir değer ifade etmiyor. Dünyanın her tarafı için geçerli… Diplomayı al kenara koy. Üniversite eğitimi önemli elbette… Dünya vatandaşı olursunuz. Ama okul bitince hayatın şartları başlar. Yeteneği geliştirmek önemli…”

Nadir’ciler, Celalettin’ciler… Bunu hiç sevmiyorum
Kesikbaş, EOSB Başkanı Nadir Küpeli ile yaptıkları ‘centilmenlik anlaşmasının’ sorulması üzerine “Elektrik maliyetleri çok yüksek. Doğalgaz maliyetleri çok yüksek. İşçilik maliyetleri her geçen gün artıyor. Hammadde maliyetleri acayip artmış durumda. Lojistik maliyetleri dünyada 3-4 katına çıkmış durumda. Dünyada resesyon var. Ülkemizde ekonomik sıkıntılar, krizler var. Üretimle ilgili milyonlarca problem var. Yunanistan ile ilgili sıkıntılar başladı. Suriye ayrı bir dert, İran karışmış durumda. Ukrayna-Rusya birbirine girdi. Bütün bunlara baktığın zaman kalkıp da Eskişehir sanayisinde bin tan üyesi olan bir organizasyonda kavga etmeyi çok anlamlı bulmuyorum. Birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz dönem. Sanayicilerin çok daha fazla ihtiyacı var. Hepimizin önemli yatırımları var, bunları geliştirmeli, korumalıyız. Gerginliğe gerek yok. Abartmaya gerek yok. Onlar kendiişlerini yapıyorlar.  Benimde eksik kalan işlerim var. Onları tamamlamak istiyorum. Onlar bize saygı duydu, biz de onlara saygı duyduk. Bu işleri koyun pazarlığına da çevirmemek lazım. Yine bu işleri şucu bucu gibi bir şeye indirgememek lazım. Nadir’ciler, Celalettin’ciler… Bunu hiç sevmiyorum. Hiçbir sanayici şucu bucu olamaz. Hepimizin aklı var. Kendimiz olabilecek insanlarız. İnsanların değil ideallerin, doğruların etik değerlerin peşinde koşmalı” diye konuştu.

Maksimum etkiyi yapmaya çalıştık
Kesikbaş, yeni dönem için “Allah kısmet eder, arkadaşlar, dostlar teveccüh gösterirse bir dönem daha yapacağız. 4 Ekim’de seçim var. Bütün sanayicileri bekliyoruz. Eğer yaptığımız işlere gerçekten gönülden ‘aferin bu çocuklar, bu arkadaşlar bir şeyler yaptılar. Bir dönem daha yapsınlar’ diyorlarsa bu seçimlerde onları mutlaka bekliyoruz. Kısıtlı bütçelerle yapılacak maksimum etkiyi yapmaya çalıştık. Hatalarımız olabilir, affola…  Yönetimde çok radikal değişiklikler yok. Ama yeni arkadaşları da görmek istiyoruz” dedi.

Tanıyan bilen yoktu
Son dört yılda Sanayi Odası’na 40-50 bin kişinin ziyaret ettiğini ifade eden Kesikbaş, “O binaya 40-50 bin kişinin girmesi son derece önemli. Ama aşı sebebiyle, ama fuar sebebiyle… Ama kentten insanların gelmesiyle… Kentte de Sanayi Odası’nı tanıyan bilen yoktu. Yerini bilen belki çok azdı. ESO’yu, Eskişehir ile kaynaştırdığımızı düşünüyorum” dedi.

Siyaset önemli ama ayrı bir mecra
Siyasete atılma konusundaki fikirleri sorulan Kesikbaş, şöyle konuştu: “Bu işler teveccüh işleri ama hep söylüyorum taş yerinde ağırdır. Bizler sanayiciyiz. Eskişehir’de öyle ya da böyle insanlar siyaseti bi şekilde yapıyorlar. Çok siyaset yapa var. Öyle bir mecranın içinde 3000+1’nci olmak bence çok kıymetli değil. Üç beş bin kişi var siyaset yapan, çok da güzel yapıyorlar. Siyaset önemli ama ayrı bir mecra…”

Herkes edebiyle güzelce konuşacak
Kesikbaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz talep eden taraftayız. Bazen eleştiri de alıyorum. Organize Sanayi Bölgesi’ne metro da lazım, tramvay da lazım, banliyö de lazım. Hepsi lazım. Kardeşim ben talep ederim ya. Sende o göreve geldiysen benim taleplerimi yerine getireceksin, bu kadar basit. Ben Gemlik’e tren hattı lazım diyorum. Yapcan abi… Ya da Eskişehir’e hızlı tren setlerinin üretimiyle ilgili fabrikaların kurulması önemli diyoruz. Siyasetçi de bunu alacak bizden, burada karşı çıkılacak bir şey yok. Alpu’ya bir Raylı Sistemler OSB’si kurulmalı diyoruz. Bunlara bağırıp çağırmaya kavga gürültü etmeye gerek yok. İnsan evladı gibi yumuşak yumuşak bakarsın, incelersin. Biz talep ederiz. Doğru taleplerde bulunuyoruz. Sizin göreviniz de bu talepleri değerlendirmek, bulmak, çözmek. Biz sanayi Odası olarak talep etmeye devam edeceğiz. Bundan kimse ne alınacak, ne gücenecek… Ne de refleks yapıp işte ooo falan yapmayacak. Herkes edebiyle güzelce konuşacak. Bunun o tarafı bu tarafı yok. Yollarda delik var. Ne yapalım, yok mu diyelim. Var işte… Bisiklet, skutır kullanmayalım mı? Biz talep edeceğiz.”