Verilen tüm izin ve işlemler hakkında dava açılan proje, döviz üzerinden alım garantisiyle özel sektöre devredilecek.

Alpu Termik Santrali’nin daha önce 15 Ağustos’ta yapılacağı duyurulan özelleştirme ihalesi 17 Ekim’e ertelendi. TEMA Vakfı, ihalesi 4. kez ertelenen santralin çevresel, ekonomik ve sosyal etkilerine bir kez daha dikkat çekiyor. TEMA Vakfı, 1/100.000 ölçekli Eskişehir Çevre Düzeni Planı (ÇDP) değişikliği, çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararı ve Toprak Koruma Kurulu (TKK) kararı hakkında dava açarak, termik santralin yer seçimi sürecindeki yanlışlardan projenin teknik eksiklerine ve hatalarına dikkat çekti.

Öncelikle projenin yer seçimindeki hatalara değinen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Proje yer seçimi olarak iki temel yanlışı barındırıyor; birincisi Alpu Ovası’nın “büyük ova” olması ikincisi de maden sahası içinde 1. derece arkeolojik sit alanları bulunmasıdır. Diğer yandan bölge için önemli bir simge olan, 5.000 yıldır bilinen ve kullanılan lüle taşının rezervlerinin büyük bölümü Eskişehir sınırları içinde bulunuyor. Projenin kül depolama sahalarının yapılacağı bölgede lüle taşı rezervleri var. Önemli bir kültür mirasımızı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Ayrıca bu bölge su varlıkları açısından da kırılgan özellikler gösteriyor. Buna rağmen termik santral gibi çok büyük miktarlarda su tüketen bir projenin burada yapılması planlanıyor. Bu durumun su varlıklarına ciddi tehdit oluşturacağını düşünüyoruz” dedi.

ÇED raporunda önemli eksiklik var
Ayrıca ÇED süreci ile ilgili aksaklıklara da değinen Deniz Ataç, “ÇED raporunda güvenli madencilik faaliyeti açısından kritik olan hidrojeolojik çalışmaların henüz tamamlanmamış olduğu belirtiliyor. Ayrıca atık su, kömür, kül depoları ve maden sularının drenajı ile ilgili sorunlara değinilmiyor. Yer altından kömürün çıkarılması için yapılacak susuzlaştırma çalışmalarına dair açık ifadelere yer verilmediği görülüyor; yer altından çekilecek suyun miktarı, Porsuk Nehri’ne boşaltılacağı yerde ne tür arıtma tekniğinin uygulanacağı gibi bilgiler eksik. ÇED Raporu bu haliyle çevresel etkileri ve alınacak önlemleri ortaya koymuyor ve önemli eksiklikler var” dedi.

Bakanlar Kurulu “büyük ova” ilan etti, Enerji Bakanlığı termik santral önerdi
Termik santralin planlandığı ve kömür madeninin çıkarılacağı alan, tarımsal potansiyeli nedeniyle Bakanlar Kurulu’nun “büyük ova” yani “tarımsal sit” ilan ettiği Alpu Ovası’nın içinde. Bakanlar Kurulu kararına göre, tarımdan başka faaliyet yapılmaması gereken ovada iki tarımsal sulama yatırımı başlamış durumda. Toplam 1.500 hektarlık alanın sulamaya açılması anlamına gelen bu yatırım her sene 6 milyon TL’lik ek tarımsal gelir ve 3.000 kişiye tarımsal istihdam anlamına geliyor. Buna karşılık, söz konusu termik santral projesi bu sulama projelerinin hepsini atıl hale getirecektir. Yedi köyün yer altı suyu sulama kooperatiflerine ait yatırımları termik santral projesi nedeniyle zarar görecektir. Derin su kuyuları ve bu sulara bağlı tarımsal faaliyetler etkilenecektir.

Tarım alanına termik santral yapabilmek için Toprak Koruma Kurulu (TKK) yönetmeliği değiştirildi
Önerilen termik santral projesi tarım alanı üzerinde olduğu için Eskişehir İl Toprak Koruma Kurulu’nun sahanın tarım dışına çıkarılması için izin vermesi gerekiyordu. 2 Ocak 2018 tarihinde toplanan kurulda Elektrik Üretim A.Ş.’nin (EÜAŞ) tarım dışına çıkarma talebi, kurulda nitelikli çoğunluk sağlanamadığı için reddedildi. Aynı ay içinde TKK’da karar alma süreçlerini düzenleyen yönetmelik değiştirildi ve “kamunun enerji ve ulaşım projeleri” için kabul sayısı için toplantı salt çoğunluğu yeterli hale getirildi. 30 Ocak’ta EÜAŞ tekrar bu alanı tarım dışına çıkarma talebi yaptı ve karar salt çoğunlukla kabul edildi.

Termik santralden üretilecek elektrik maliyetli
Termik santral ve kömür madenciliği projesinin tüm izin süreçleri Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın elektrik şirketi EÜAŞ tarafından yürütüldü. Ancak proje özelleştirme kapsamına alındı. Santralin 15 sene boyunca üreteceği elektriği piyasa fiyatlarının üstünde bir fiyat ile Bakanlık satın alacak. Kamu projesi gibi gözüken bu proje aslında bir özel sektör projesidir. Diğer yandan kömürden üretilen elektriğin fiyatı, sağlık, çevre, iklim maliyetleri ve yatırım maliyetleri nedeniyle yükseldi. Güneşten üretilen elektriğin birim fiyatı 2,99 dolar cent düzeylerindeyken kömür için bu fiyat 6,04 dolar cent seviyelerindedir. Piyasadaki elektrik fiyatları ise 2,8 - 3 dolar cent civarındadır. Yani, kömürden elektrik üretmenin pahalı olduğu görülüyor.

ÇED nedir ve neden önemlidir?
ÇED raporunun amacı etkinin giderileceğinin taahhüdü değil, etkinin giderilmesi ya da minimuma indirilmesi için hangi önlemlerin hangi teknolojilerle alınacağının açıklanmasıdır.

Mevzuata göre çevresel etki değerlendirme raporunun, her tesisin çevresel etkilerini en aza indirecek ya da tamamen engelleyecek önlemleri sunması, olumsuz çevresel etkilerin oluşması ihtimaline karşı olası müdahaleleri sunması beklenir. Bu bilgilerin eksik olduğu durumda çevresel etki değerlendirme süreci durdurulur ve inceleme ve değerlendirme komisyonu ikinci kez toplanır. İDK toplantısında, TEMA Vakfı, ilgili meslek odaları ve yerel yönetim temsilcilerinin projenin halk sağlığına, tarıma, su varlıklarına, yeraltı sistemlerine, lületaşı üretimine, iklim değişikliğine yönelik olumsuz etkilerini sundu ve ÇED raporunun eksiklerini gösterdi.Daha da önemlisi ilgili kuruluş tarafından bu eksiklerin olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED sürecini durdurmadı ve ikinci İDK toplantısını yapmadan 19 Şubat’ta ÇED sürecini nihailendirdi.

Ancak proje için ikinci bir nihai ÇED raporu hazırlandı. ÇED mevzuatına göre nihai ÇED raporunun görüş ve itirazlar için 10 gün askıya çıkması gerekiyor. Ancak Alpu projesi için 1 Mart 2018 tarihli ikinci nihai ÇED raporu askıya çıkmadan 6 Mart’ta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ÇED olumlu kararı verildi.