Lahanagillerden olup C vitamini açısından da oldukça zengin olan alabaş bitkisi, son dönemlerde Türkiye’de üretilmeye başlandı. Saklama süresi uzun ve dayanıklı bir bitki olan alabaş, henüz ülke genelinde pek bilinmese de İstanbul, İzmir, Antalya gibi turistik şehirlerde sıkça tüketiliyor. Özellikle turistik bölgelerdeki otellerde, salatanın içerisine mutlaka konulan alabaşın birçok sağlık problemine de iyi geldiği söyleniyor. Eskişehir’de neredeyse hiç bilinmeyen ve satılmayan alabaş bitkisini kentte sadece birkaç üretici tarlasına ekiyor. 40-45 gün içerisinde hasadı olan alabaş, üretici için ise avantajlı bir ürün olma özelliği taşıyor.

“Diğer ürünlere göre verimi daha yüksek”
Eskişehir’de tarım üreticisi olan ve alabaş üretimi de yapan Telat Tarhan, alabaşın Eskişehir iklimine uyum sağladığını söyledi. Getirisi iyi olan bitkilerden biri olduğunun altını çizen Tarhan, “Alabaş adı verilen bu ürün Eskişehir’de pek üretilen bir ürün değil. Biz bunu birkaç senedir üretiyoruz. Eskişehir pazarında da fazla yaygın değil, başka yerlere gönderiyoruz. Özellikle İstanbul ve turistik şehirlerimize veriyoruz. Turp gibi de yenilebiliyor ya da salataların içerisinde kullanılıyormuş. Diğer ürünlere göre verimi daha yüksek. Marul gibi 40-45 gün içerisinde kesim aşamasına ulaşıyor, tabi bu da oldukça kısa bir süre. Üretimi kolay ve fazla zayiatı da olmuyor. Diğer ürünlerde çürük fazla oluyor, ancak bu dayanıklı bir ürün. Eskişehir’in iklimine de uydu ben üretiyorum ve memnunum. Tanesini 2 TL’den satıyorum” diye konuştu.

“Alabaş yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasını istiyoruz”
Üretici için alternatif ürünlerin her zaman getiri sağladığını belirten Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, alabaş yetiştiriciliğinin yaygınlaşması gerektiğini vurguladı. Konuyla ilgili açıklama yapan Buluşan, “Her zaman söylediğim gibi tarlaya faydasından ötürü bazen farklı ürünler de yetiştirilmesi gerekiyor. Alabaş dediğimiz bu ürün Eskişehir’de fazla bilinmiyor. İstanbul gibi büyükşehirlerde çok daha fazla biliniyor ve tüketiliyor. Biz bunun yetiştiriciliğinin yayılmasını istiyoruz. Araştırıldığında bunun şifalı bir bitki olduğu, sağlık açısından faydalarının olduğu görülebilir. Lezzetli ve kolay tüketilebilen bir ürün, aynı zamanda da oldukça dayanıklı. Uzun süre bekleyebilen bir ürün. Bizim üretimde en büyük sorunlarımızdan birisi de bu. Mesela marul sabahtan akşama kadar zayi olabilir ancak bu ürünün 15 güne kadar bekleme süresi var” dedi.