Haber: Atahan Gezer

Çeşit çeşit renkleriyle göz dolduran akvaryum balıkları, çoğu insanın beslemek istediği canlılar arasında yer alıyor. Fakat her canlıda olduğu gibi ciddi bir sorumluluk gerektiren akvaryumculuk hobisi, bilinçsizce yapıldığı takdirde büyük oranda hüsranla sonuçlanıyor. Esnaf Sarayında 2,5 yıldan bu yana akvaryumculuk yapan Volkan Tuna, çocukluğundan beri akvaryumculuk ile uğraştığını söyleyerek “Hobiye yeni başlayacak insanların hepsinin çeşitli korkuları var. En çok ‘Ölmeyen balık var mı?’ diye soruyorlar. Sonuç itibariyle ölümsüz kimse yok, hepimiz öleceğiz” dedi.

Türe uygun akvaryum kurmalılar

Akvaryumculuğa yeni başlayanların yapması gereken çeşitli işlemler olduğunu belirten Tuna, akvaryum almaya karar verenlerin öncelikle besleyeceği türe uygun bir akvaryum kurmalarını gerektiğini söyledi. Tuna “Akvaryumu kurduktan sonra en az 2-3 gün suyunu dinlendirip içerideki biyolojik dengenin oturmasını sağlamalılar. Daha sonra yapacakları işlem ise balıkları bir seferde ilave etmek… Parça parça koyulduğu takdirde bakteri çatışmasından dolayı balık kayıpları yaşayabilirler. Bunun da önüne geçmek için bazı prosedürler var. Onları da burada herkese anlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

Çoğu insan hobiyi bırakmak zorunda kaldı

Akvaryumculuğun günümüzdeki durumuna da değinen Tuna, özellikle elektriğe gelen zamlardan dolayı çoğu insanın hobiyi bırakmak zorunda olduğunu ve aynı sebepten ötürü Esnaf Sarayında da pek çok dükkânın balık işini bırakarak kedi-köpek malzemeleri satmaya yöneldiğini belirterek “Ben çizgimden çıkmayı pek düşünmüyorum. Yine balıkla devam etmek istiyorum. Fakat şartlar zorluyor… . Gelen malzemelerin de yüzde 80’i yurtdışından ve dolar-euro bazında geldiği için fiyatlar artıyor. Arttığı için bizim alış ve satışımız da güçleşmeye başlıyor” sözlerini kaydetti.

Para değil insan kazanıyoruz

Tuna, sözlerini şöyle sonlandırdı;

“İnternetle rekabet etme şansımız neredeyse yok. Örneğin; 50 liraya aldığımız ürünü internette 60 liraya satıyorlar, kargo da bedava… Fakat biz burada maalesef 50 liralık ürünü 60 liraya sattığımız zaman kart çektiğimizde KDV’si ve banka komisyonuyla yüzde 20 kendi cebinden gidiyor. Küçük kazançlarla insan kazanarak, müşteri portföyümüzü genişletip, sürümden kazanıp çevirmeye çalışıyoruz.”