Bendeniz gibi "orta yaş üstü" tanımına girenler hatırlar yüksek enflasyonlu güzel ülkemin o günlerini.

Markete, pazara ve mağazaya nereye gidersek gidelim fiyat etiketlerinin her seferinde değişmiş olduğunu görürdük.

"Yaşamın bir parçası haline gelmişti" desek yalan olmaz.

Bugün de yüksek enflasyonlu bir Türkiye'de yaşıyoruz.

Tek farkı o zaman açıklanan enflasyon rakamları gerçeği yansıtıyor, yani çarşı-pazardaki fiyatlarla örtüşüyordu.

Bugün ise alakası yok.

TÜİK rakamlarına göre açıklanan enflasyonun çarşı ve pazardaki ürünlerin fiyat artışlarıyla hiç ilgisi yok.

"Yarı yarıya" desek, o bile değil. 

TÜİK ayrı telden çalmaya devam ediyor.

Hal böyle olunca memur, işçi, emekliye ve asgari ücrete TÜİK rakamlarıyla enflasyon zammı yapılıyor.

Bu zamlar çarşı-pazardaki ürünlerin fiyat artışlarının neredeyse üçte biri kadar olunca hayat pahalılığı yaşanıyor ve hepimiz yoksullaşıyoruz.

Enflasyon konusunu tane tane, teker teker yine yeniden ısrarla yazmaya devam edeceğim.

Çünkü bu konu 85 milyonu ilgilendiren, "her akaryakıt istasyonuna gittiğinde 50 liralık yakıt alan Hüsam abiyi" de alakadar eden mühim bir konu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelecek ocak ayında memur, emekli, işçi ile asgari ücretlilere enflasyonun üzerinde bir artış yaparak rahatlama sağlatacaklarını ifade etti.

Böyle olabilmesi için...

Vatandaşın çarşı-pazar enflasyonuyla TÜİK enflasyonu uyuşsa bu açıklamaya katılmak mümkün olur da. 

Rakamlar tutmuyor.

Mutfaktaki yangını, evlerdeki geçim sıkıntısını gidermesi amacıyla açıklanan TÜİK enflasyonunun 2-3 katı kadar zam yapılırsa durum normale dönebilir ancak.

O da olmayacağına göre...

Öte yadan Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş'ın "baz etkisiyle" enflasyonda yaşanacak düşüşle ilgili "Enflasyon beş ayda 40-45 puan düşebilir" değerlendirmesine bir göz atmakta fayda var.

Aktaş, "Yıllık enflasyon oranının önümüzdeki aylarda hızla gerilemesi ne oranlarla oynanmasıyla olacak, ne uygulamaya konulacak bir önlemler paketiyle... Bu düşüşün bir sırrı yok! Ortada yalnızca matematik var! Enflasyon oranının düşmesi tabii ki fiyatların düşmesi demek değildir. Fiyatlar artmaya devam edecek. Kısaca 'enflasyonun düşmesi' olarak ifade edilen kavram aslında enflasyon hızının düşmesidir. Ama bu kesinlikle ama kesinlikle fiyatların düşmesi değildir. Siyasetçiler enflasyonda oluşacak düşüşü, sağlanacak değil oluşacak düşüşü, sanki fiyatlar gerilemiş gibi lanse etmek isteyecek. Bu durumu önümüzdeki aylarda yaşayacağız. Ancak, yıllık enflasyon artış hızının gerilemesi, fiyatların düştüğü anlamına tabii ki gelmeyecek. İşte karıştırılması istenen durum bu. İsteniyor ki insanlar enflasyon hızı düşünce fiyatların da gerilediği algısına kapılsın" diyor.

Alaattin Aktaş'ın da belirttiği gibi 2023 yılı sonunda tüketici enflasyonu yüzde 25 hadi bilemediniz yüzde 30 civarına inebilir.

Siyasetçiler bu düşüşü sanki fiyatlar gerilemiş gibi göstermek isteyecektir.

Peki ürünlerin fiyat artışları duracak mı?

Tabii ki hayır.

TÜİK rakamlarıyla açıklanan enflasyon ile vatandaşın piyasada yaşadığı enflasyon birbirini tutmadığı sürece memur, işçi, emekli maaşları ile asgari ücrete yapılan zam hayat pahalılığı karşısında yurttaşı tatmin etmeyecektir.

Türk-İş'in araştırmasına göre açlık sınırının 7 bin 245 lira, yoksulluk sınırının da 23 bin 600 liraya çıktığı bir ortamda...

Piyasalara güven veren rasyonel ekonomi politikalarını hayata geçirmez, ekonomide istenen reformları uygulamaz, üstüne bir de adaleti sağlayamazsanız, ne ülke ekonomisini, ne yurttaşın bütçesini düzeltebilir ne de kanayan vicdanları onarabilirsiniz.      

Benden söylemesi.