Topakev
Göçerler tarafından yaygın olarak kullanılan, üstü keçe kaplı taşınabilir çadır türü barınağıdır. İskeleti, kabuğu soyularak kurutulmuş, genç çam ağaçlarından yapılır. İskeleti oluşturan ağaçlar, kolon adı verilen örme iplerle birbirine bağlanır. Üzeri koyunyününden yapılan keçe ile örtülür. Keçenin özelliği nedeniyle kışın soğuğa, yazın sıcağa dayanıklı olup, çok kısa sürede sökülüp takılabilmektedir. Çatısı kubbe biçiminde olup, destek gerekmemektedir. Topak evin çatı tekerleğiyle ev oluşturulur. Çatı ve çadırı yaş ve kuru çıtalardan yapılır. Çatısı silindir şeklindedir. Türk Kültürünün temelini oluşturan göçebelik döneminde keçe, topak ev, oba, otağ ve bunun gibi örneklerden bildiğimiz yaşam mekânları, tekstil ve dokuma çeşitleri ile oluşturulmuştur. Bu dönem kültüründe geliştirilmiş olan halı, kilim, minder ve örtülerin kullanımı; yerleşik düzendeki mimari yapılarda da gelişerek devam etmiştir. Topakev benzeri görev gören ve aynı topluluklarda kullanılan “Karaçadır” ve “Alayçık (Aleyçik/Alaycık)” adı verilen barınaklar da kullanılmaktadır. Bu iki barınağında Topakev ve birbirine göre benzerlikleri ve farklılıkları vardır. Topakev keçeden yapılan daha detaylı bir çadır olup, aleyçik ise kamış ve sazlardan yapılmaktadır. Yayla geleneğini sürdüren konargöçerlerden maddi durumu iyi olanlar topakev kurarken diğerleri aleyçiği tercih etmişlerdir.

EMİRDAĞ YAYLALARI 
Yaylacılık Türkmenlerin işiydi, aşıydı, geleneğiydi, eğlenceydi... Yayla zamanı geldi mi bir heyecan sarar yaylacıları, Emirdağ, Alibeyce, Beyköy, Manoğuz, Bağlıca, Geynik, Gömü, Sığracık, Gedikevi köyleri Çamdağı’na çıkarlar. Çamdağı’nda Çanacık, Çatma, Gökkuyu, Kale, Kavaklık gibi yaylalar bu Türkmen aşiretine mensup yaylacıları bekler. Elhan, Türkmen Akviran, Karaağaç, Guruca, Yarımca, Pirikli, Pörnek, Suvermez, Ekizce köyleri de Emirdağ halkıyla Emirdağ yaylalarına çıkarlar. Yağ, peynir kış yiyecekleri alındı mı yayladan inilir. Ekinler biçilmiş tarhana, bulgur yapma zamanı gelmiştir. Bulgur kaynatılıp kurutulur, soku da tokmakla gençler bulgur döğerler, bir de bulgur çekmesi vardır bunu da kızlar türkü söyleyerek çekerler. Delikanlılar da kol kola girip kızların bulgur çekmesini seyrederlerdi.

EMİRDAĞ GELENEKSEL KADIN GİYİMİ: SAYA 
Emirdağ kadınlarının geleneksel giyimi saya, çok parçalı giysi ve aksesuarlar bütününden oluşur. Saya binlerce yıllık konargöçer yaşamının zor koşullarına uyum sağlamış kadın giysisidir. Yaratıcı zekanın ve kendini ifade etme biçiminin estetik bir tezahürüdür. Emirdağ geleneksel kadın giysisi yasa yaşam şartlarıyla göç katarında yayla yolunda kadını görsel bir zenginlikle donatırken yaşamını sağlıklı kılmıştır. Gelenek ve göreneğin kültürün bir yansıması olarak bu zor şartlarda yaşayan kadının muhteşem renkliliğini yansıtır adeta. Parçalı giysi ve aksesuarlardan birbirini yok etmeden oluşan estetik ve renkli bir şekilde özenli yaşam tarzını yansıtmaktadır.  Saya bir kültürdür… Günümüz Türkiyesi’nde kadın giyimine yaşam biçimi, tercihleri ve yaşanılan yerin özellikleri yön vermektedir. Bu gün Emirdağlı kadınların günlük yaşamında Saya’ya rastlamak mümkün değildir. Saya’nın en güzel günde de günlük yaşamın en zorlu şartlarında da uyumlu olan tasarımı, modern giyimin kimliksiz ve kültürsüz yapısına karşı hala tek tük olsa da, düğünlerde, önemli gün ve kültürel etkinliklerde folklorik olarak giyilmektedir. Modern giysi şehir yaşamının gereklerine uygun olarak her an değişip yeni şekiller almaktadır. Yüzlerce yıllık yaşam tecrübesinden damıtılmış Emirdağ yöresel kadın giysisi saya ne yazık ki yok olmaya ve unutulmaya başlamıştır.