Koronavirüs salgını ile Çin, dijital para konusunda önemli adımlar attı. Türkiye'de de Merkez Bankasının Bankalar arası Kart Merkezine “hâkim ortak” olmasıyla birlikte, dijital paralarla ilgili ilk önemli adım atıldı. Geçtiğimiz aylarda ‘COVID-19’un ülkeler arası ekonomiye etkileri’ başlıklı röportaj yaptığım Prof. Dr. Abdullah Yalaman dijital dönüşümün nakit para evresi ile ilgili görüşlerini paylaştı. Şimdi sözü alanında birçok çalışmaya imza atmış Yalaman’a bırakıyorum.

DİJİTAL PARA İLE KRİPTO PARA KARIŞTIRILMAMALI

Burada ilk olarak vurgulanması gereken husus dijital para ile kripto paranın birbirine karıştırılmamasıdır. Dijital paralar bir otorite tarafından çıkarılmakta ve kontrol edilmektedir. Dolayısıyla dijital paralar merkezi bir yapıdadır. Kripto paraların arkasında ise bir otorite bulunmamaktadır ve merkezi bir yapıda değildir. Dijital paralar birçok ülke tarafından yasal düzenlemelerle düzenlenmektedir; ancak kripto paralar az sayıda ülke tarafından sınırlı olarak düzenlenmektedir. Bu kapsamda bizim bundan sonra üzerinde konuşacağımız konunun kripto para değil dijital para olduğunu vurgulamak isterim.

Prof. Dr. Abdullah Yalaman

ALTYAPI HAZIRLIK ÇALIŞMALARI BAŞLADI

Aslında Türkiye’de dijital para uygulamalarının başladığını söylemek yanlış olmaz. Türkiye’de de Merkez Bankasının Bankalar arası Kart Merkezine “hâkim ortak” olmasıyla birlikte, dijital paralarla ilgili ilk önemli adım atıldı. Bu hamle ile dijital paraların altyapısı için hazırlık çalışmaları başladı. Burada açık bir şekilde ifade etmek gerekir ki dijital paraların arkasında yine merkez bankaları olacak. Devletin arzını kontrol etmediği sürece, hiçbir dijital para kalıcı olmayacaktır.

YALNIZ COVID-19 KRİZİ YETERLİ DEĞİL

Burada bir başka önemli husus hane halkının dijital para kullanımının yaygınlaşmasıyla ülke ekonomisinde tamamen dijital para biriminin yerleşmesi bir başka ifade ile finansal hizmetlerinde tamamen dijitalleşmesi arasında da fark vardır. Her ne kadar COVID-19 pandemisiyle birlikte hane halkı davranışında dijital paraya yönelik hızlandırılmış bir değişim olmuş olsa da, tamamen işleyen bir dijital para biriminin yerleşmesi için yalnızca COVID-19 krizi yeterli olmayabilir.

TEMASSIZ ÖDEMELERDE ARTIŞ VAR

COVID-19 pandemisiyle birlikte insanlar temassız ödemeleri çok daha fazla kullanmaya başlamıştır ve bu da daha fazla kişinin nakit bağımlılığını azaltmaktadır. Bundan sonraki süreçte de insanların temassız ödeme kullanımlarının daha da artmasını beklemek gerçekçi olacaktır. Özetle dijital para hayatımızda yer alacaktır. Her ne kadar bu sürecin tam olarak ne kadar süreceğini kestirmek mümkün olmasa da COVID-19 pandemisinin bir şekilde dijital paraya geçiş sürecini etkilediği söylenebilir.

65 YAŞ ÜSTÜ ADAPTE OLABİLİR

Bir diğer önemli detay ise; 65 yaş üstü kesimin çok kolay kullanabileceği daha basit uygulama tabanlı yazılımların, bankalar dışında birçok farklı aracının pazarda yer alacağını düşündüğümüzde 65 yaş üstü dijital parayı teknolojik olarak kullanabilmeye adapte olabilir. Ancak burada asıl mesele teknolojik uyumdan ziyade psikolojik olarak bu sürece hazırlıktır. Bir başka ifade ile 65 yaş üstü kesimin dijital paraya olan tutumlarının iyi analiz edilmesinin gerekliliğidir.

EĞİTİM PAKETLERİ OLUŞTURULMALI

Örneğin 65 yaş üstü kesim nakit parayı fiziksel olarak elinde tutmayı tercih edebilecektir ya da dijital dönüşümü çok güvenli görmeyebilecektir ya da bir para transferi yapmak istediğinde karşısında mutlaka bir kişiyi görmeyi bir ekran görmeye tercih edebilecektir. 65 yaş üstünün teknolojik olarak bu geçişe hazırlanmasının bir davranış ve tutum değişikliği olarak dijital para kullanmaya hazırlanmasından daha kolay olacağına inanıyorum. Bu kapsamda öncelikli yapılması gereken iş teknolojik olarak dijital paranın kullanımından önce psikolojik olarak bu dönüşüme hazırlıkla ilgili durum tespiti, analiz ve planlama ve bu yönde oluşturulacak eğitim paketlerinin oluşturulması olabilir.

HARCAMA ALIŞKANLIKLARI KOLAY ANALİZ EDİLEBİLİR

Dijital paraya geçiş birçok avantajı ve dezavantajı beraberinde getirebilir. Örneğin sahte para üretip piyasaya sürme ortadan kalkabilir. Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi kolaylaştırabilecektir. Konjonktür hareketlerine göre son kullanım tarihli dijital paralar oluşturulabilir. Dijital paranın kolay takip edilebileceği düşünüldüğünde, hane halklarının harcama alışkanlıkları kolay analiz edilebilir, bu durum politika yapıcılara yardımcı olabilir. Ancak dezavantaj olarak dijital paraya karşı siber saldırı problemleri de ortaya çıkabilir. Teknolojideki yenilikler ve dijital uygulamalara yönelik hukuk düzenlemeleriyle bu güvenlik zaafları azaltılabilecektir.

KÜÇÜK İŞLETMELER HIZLA ALIŞACAKTIR

Tüm dünyada hali hazırda birçok banka temassız ödeme limitlerini artırmaya devam etmektedir. Özellikle teknolojik gelişimler göz önüne alındığında bankalar dışında bazı aracı finansal kuruluşların bu sürece dâhil olmaları çok sürpriz olmayacaktır. Zaten GSM operatörleri hali hazırda birçok hizmet sunuyor. Açıktır ki Koronavirüs pandemisi, ödeme endüstrisi için bir dönüm noktasıdır. Dijital ödemeler düşük masraflar içermesi, daha hızlı olması, daha basit uygulama tabanlı yazılımlarla kolayca kullanılabilmesi gibi daha esnek tahsilat seçenekleri sunmaları açısından birçok avantajı olacaktır.

Örneğin ABD’ de COVID süreciyle birlikte özellikle küçük işletmelerin Apple Pay gibi temassız ödeme hizmetlerine geçişinde önemli bir artış olduğu raporlanıyor. Hali hazırda ABD’de dört küçük işletmeden birinin temassız ödeme hizmeti verdiği biliniyor.

Bu kapsamda küçük işletmelerin hali hazırda çoktan bu dönüşüme başladığı dünya uygulamalarından görülmektedir. Küçük işletmelerin adaptasyonu tamamen teknolojik gelişim süreciyle hızlıca olabilecektir.

Haber-Merve AKMAN