Yunusemre Meslek Anadolu Lisesi’nin Makine Bölüm Atölyesi’nde yapısal anlamda ciddi bir sıkıntı var. Yıkılabilir olduğu raporla tescil edilmiş durumda.

Bu tehdide rağmen aylar boyunca öğrenci ve öğretmenler bu atölyeyi kullanmış. Ancak geçtiğimiz günlerde taşınma kararı alınmış. Haliyle bu taşınmadan dolayı öğrenciler mağdur, öğretmenler şikâyetçi ve şimdilik başka bir çare üretmek imkânsız gözüküyor.

Bu bina neden yıkılmadı, neden yeni bir atölye yapılmadı ve göz göre göre bu tehlike yok sayıldı diye sorulunca gerekçe olarak “Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt” ve inatçı tutumu deniliyor.

Okul arazinde Odunpazarı Belediyesinin payı olduğu ve bu konuda anlaşılamadığı için yıkım ve yeniden yapım olamayacağı dile getiriliyor.

Cihan Yıldırım bu konuyu gündeme getirince Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt kendisine bir açıklama yapmış ve “Sadece Yunus Emre MTAL’deki hissemiz için 14 milyon değer biçildi. Bilirkişi raporuyla belirlendi. Şimdi ben bundan aşağı orayı veremem. Tüm hisselerimiz için dava açacağız, parasını alacağız. Biz kimsenin kölesi değiliz. Biz tüzel bir kişiliğiz. Hep bizden bekliyorlar. Ben Odunpazarlının hakkını kimseye peşkeş çekmem” demiş.

Aslında ilk bakışta makul, mantıklı ve yasalar çerçevesinde itiraz edilemez bir açıklama. Fakat buradan sonrasına başka bir pencereden bakarak kocaman bir “Ancak” koymak istiyorum.

Kurt, Belediye olarak tüzel kişiliğiz, Odunpazarlının hakkını kimseye peşkeş çekmem diyor, haklıdır.

Ama ortada kamu yararı varsa, eğitim gibi kutsal ve kar amacı olmayan başka bir olgu varsa bunun adı peşkeş çekmek mi emin değilim.

Hatırlarsınız Odunpazarı Belediyesi Gökmeydan Mahallesi’ne büyük bir spor kompleksi inşa etti. Ardından bu alanda Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün de payı olduğu, bu alanın işgal edildiği ve şartlı bağış yapıldığı için bu arazinin Belediye’ye devredilemeyeceği ifade edildi. Yasal olarak yıkılması gerekiyordu ancak oluşan kamuoyu buna izin vermedi.

Başkan Kurt ve biz gazetecilerde bunun kamu yararına bir tesis olduğunu ve yasal olarak Vakıflar tüzel kişiliği haklı olsa da etik olarak tesisin yaşaması gerektiğini söyleyerek Vakıflar Genel Müdürlüğünü eleştirmiştik.

Sonra dönemin AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü ’nün de araya girmesi ve kamu yararı gözetmesiyle bu alan Eskişehir insanının kullanımına açık kaldı ve yıkım kararından vazgeçildi. Kimse Vakıflar’ın şartlı bağış arazisinin peşkeş çekildiğini düşünmedi.

Şimdi Yunusemre MTAL’de aynı şeyin tam tersi yaşanıyor. Orada kamu yararına kar amacı gütmeyen bir eğitim hizmeti veriliyor.

Gökmeydan’da olduğu gibi atölye izinsiz yıkılıp yeniden inşa edilseydi yasal olarak hata yapılır ama kimse bu durumu ayıplamazdı. Belediye’nin yıkım hakkı olurdu ama uygulayamazdı. Hatta kamuoyu Kurt’a eğitime desteklerinden ötürü teşekkür ederdi.

Ben bu açıdan bakınca inşaat için izin verilmesinin gerekli olduğunu ve kimsenin Kazım Kurt’a Odunpazarı Belediyesi’nin hakkını yedirdin diye yükleneceğini düşünmüyorum.

Geçmiş yıllarda Külliye direnişinde de, Gökmeydan Spor Kompleksi’nde de Kazım Kurt’un gerekçeleri haklı diyen hiç kimsenin de bu kez muhataplar değişti diye değişeceğini düşünmüyorum.