Osman Yüksel, Fikret Dönmez, Murat Canözer, Salih Koca, Süleyman Reyhan ve Dündar Ünlü… AK Parti’de il başkanlığı yapan isimler. Ayşe Fert Dökmeci ve Murat Özcan da bu makama vekalet eden isimler oldu.
İktidar partisinin yedinci il başkanı olan Zihni Çalışkan, Temmuz 2018’de atandı. Çalışkan hakkındaki ilk yorumlar “Üç dört aya kalmaz görevden alınır” olmuştu. Sonraki günlerde de ‘gitti gidiyor’ diye pek çok yorum, kulis, haber yapıldı.
Böyle bir ortamda göreve gelen Zihni Çalışkan, dört yılını doldurmak üzere… Dört aya gider dediğimiz Çalışkan, dört yılı doldurmak üzere… Ve artık kimse ‘artık gider’ demiyor! Hatta ismi vekillik için geçer oldu…
Çalışkan’ın dört yılı nasıl geçti?
Kısaca özetlemeye çalıştığım gibi Çalışkan’ın ilk ayları parti içi muhaliflerle uğraşarak geçti. O dönem Çalışkan’ın psikolojisinin hayli bozulduğunu hatırlıyorum. Bu sürecin Şubat 2021’deki il kongresine kadar sürdüğünü biliyorum. Hatta ve hatta kongreden sonra bile “Kongreyle gelmek görevde kalacağı anlamına gelmez” diyenler olmuştu.
Çalışkan’ın dört yılının bir yönü böyle geçti… Az da ‘umudunu’ kaybetmeyenler var!
Öte yandan Çalışkan’ın görev süresinin neredeyse tamamı ekonomik sıkıntılarla geçti. Bu yönüyle partinin en zor döneminde görevdeydi denebilir. Yine pandemi ve ardından ekonominin iyice bozulması…
Çalışkan ve ekibinin siyaset yapmasını zorlaştıran faktörlerdi. İl Başkanı her şeye rağmen sahayı terk etmedi. Eleştiri ve sitemleri yerinde dinledi. AK Parti adına önemli bir kazanım olarak görüyorum.
Zihni Çalışkan’ın bir talihsizliği de vekillerin durumu… AK Parti İl Başkanı, Eskişehir’de CHP’nin deve dişi gibi belediye başkanları ve yerinde duramayan iki vekiliyle baş etmek zorunda kaldı.
Bu savaşta şüphesiz yalnızdı! Meclis üyeliğinden gelen Çalışkan yılların yerel yönetim birikimi, parti hafızası ve avukat kimliğiyle ayakta kalmasını bildi. Vekillerin tweet atarak bile destek olmadıklarını gördük.
Çalışkan kimi zamanda ilçe başkanlarının eksikliklerini de kapattı. Özellikle Odunpazarı’nda sahada mesai harcamak zorunda kaldı.
Bu dönemde sosyal medyanın çok iyi kullanıldığına şahit olduk. Kimi zaman hatalar yapılsa da Eskişehir’deki sorunları bırakın kenti, ülke gündemine taşıdılar. Çalışkan dönemi biraz da böyle hatırlanacak.
Geride kalan aylarda özellikle Büyükşehir Belediyesi ile ilgili ciddi eleştiriler ve çözüm önerileri getirildi. Çalışkan en çok “Büyükşehir’e bi şey dememekle” eleştiriliyordu. Oysa bunun tam tersi oldu. Büyükşehir’in en çok eleştirildiği dönem Zihni Çalışkan dönemi oldu. Burada Büyükşehir’den ‘gollük pasları’ da unutmamak lazım!
Çalışkan’ın tüm siyasi parti il başkanlarıyla bir araya gelmesi, bayramlarda onları görüntülü araması, partide görev almış isimleri ‘ayaklarına’ kadar gidip ziyaret etmesi de dört yılın iyi işleri arasında sayılabilir.
Çalışkan görev süresi boyunca tansiyonu yükseltmeyen bir politika da izledi. Muhacir kimliğinin de etkisiyle yapıcı, uzlaşmacı bir üslup benimsedi. Kitlesini konsolide etmek için sert söylemlere yönelmedi.
Yine Çalışkan’ın başta oda seçimleri olmak üzere ‘dizayn işlerine’ kalkıştığını görmedik, işitmedik. Bulunduğu koltuk bu işlere çok müsait… Başkası olsa ve bu tür işlere kalkışsaydı Eskişehir’in ve partinin huzuru kaçardı. Geçmişte bunun örneklerini yaşadık…
Peki, bu dönemde Çalışkan’ın hatası, eksiği yok mu? Elbette var… Örneğin hedef koyma konusunda zayıf kaldı. Bugün hiçbir AK Partili “Biz yerel seçimde şu şu şu belediyeleri alırız” demiyor, diyemiyor. Özellikle merkez için söylüyorum. Vekillik için de aynı şekilde…
Çalışkan, yaptığımız bir programda “Benim görevim Büyükşehir’i almak” demişti. Dikkat çeken bu söylemini ileri taşıyamadı. Devletin pandemi döneminde yaptıklarını kamuoyuna aktarmada da yetersizdi. Yapamadıklarını daha detaylı bir şekilde anlatmak üzere başka bir yazıya bırakayım. 
“Dört ay sonra gider” dediğimiz Zihni Çalışkan’ın dört yılı böyle geçti.