Babam çocuktu, 60 darbesi oldu…
Ben çocuktum, 80 darbesi oldu…
Çocuğum oldu, 2016 darbe girişimi oldu…
Bazı şeyler ülkenin, insanların kaderi gibiydi!
Meslek hayatım için de geçerli ‘kaderler’ var… 2003’ten bu yana Eskişehir’de gazetecilik yapıyorum. Değişmeyen gündemler var. Yıllardır konuşulan ama yol alınamayan…
Zaman zaman sıcak gündem olan sonra unutulan meseleler var…
İktidarlar, isimler, mevsimler, başkanlar değişiyor ama sorunlar çözülmüyor, hedeflere varılamıyor.
Eskişehir’in sıcak sulardan yararlanma hikayesi böyledir… Sıcak suyumuzu ‘hamam kültüründen’ kurtaramadık. Komşularımızın ‘dev tesislerine’ karşın biz termal bir kulübe bile yapamadık.
Küçük Sanayi’nin taşınması böyledir… Bu gündemle ‘emekli’ olan meslektaşlarım var…
Üniversite-Sanayi işbirliği de böyledir…
Son 18 yıla şahidim…
Rektörler, iş adamları, mevsimler değişti…
Elimizde çok güzel protokoller var… Tamam, hakkını yemeyelim biraz ilerledik ama ortada ‘işbirliği’ yok.
Elimizde olan olsa olsa ‘tanışma’ gibi bi şey…
Üniversite-Sanayi Tanışma Protokolü…
Bu kadar ‘olumsuz’ tespitten sonra ‘güzel günden’ bahsedeyim…
Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) üniversite-sanayi işbirliği konusunda sessiz ama ciddi bi o kadar da verimli adımlar atıyor. Rektör Tuncay Hoca, ESTÜ’de Dış Danışma Kurulu oluşturdu. Kurul, Celalettin Kesikbaş, Prof. Dr. Engin Ataç, Prof. Dr. Hasan Mandal, Hayri Avcı ve Kenan Işık gibi isimlerden oluşuyor.
Kıymetli isimlerin bir araya gelmesi çok önemli…
Fakültelerde Dış Danışma Kurulu oluşturuyor. Prof. Dr. Cengiz Türe yönetimindeki Fen Fakültesi kurulunu oluşturdu. Kurulun çok kıymetli üyeleri var. Dün Fakülte’de ilk toplantı vardı. Kurulun bir üyesi olarak oradaydım.
Karşımızda Dekan, dekan yardımcıları, kimya, fizik, biyoloji, istatistik ve matematik bölüm başkanları ve fakülte sekreteri…
Onların karşısında iş dünyası, sanayi, bürokrasi…
Fakülteden mezun olup kendi işini kuran iş adamı, sektörün ta içinden isimler… Herkes o odada…
Savaş Özaydemir “Üniversite-sanayi işbirliği neden olmuyor” sorumuza “Ayakkabısının topuğuna basıp giyen sanayici ‘para bende kardeşim, hoca gelsin’ diyor. Cübbesini sırtına atan hocalar ‘bilgi bende kardeşim, sanayici gelsin” diyor… Öyle bakışıyoruz” demişti.
İşte dün o bakışmanın ötesine geçildi…
İki saat sonra canlı yayınım nedeniyle ayrılmak zorunda kaldım. İki saat boyunca harika tespitler, müthiş öneriler, samimi özeleştiriler, faydalı eleştiriler yapıldı. Herkes ‘eteğindeki taşı’ döktü…
Keyifli ve verimli bir buluşma oldu. Dekanımız Cengiz Hoca’nın tarzı da toplantıyı verimli hale getirdi. İkinci toplantının kurulun adına uygun şekilde ‘dışarıda’ yapılmasına karar verildi.
Güzel bir gündü…
Şahitlik ettiğim için mutluyum, umutluyum…