Dün bir çocuk öldü. Eceliyle değil insan eliyle öldürüldü. Adı Baharmış sonradan öğrendik.

Çok geniş yer bulamadı, öyküsü gündeme gelmedi. Birileri suçlu falan ilan edilemedi.

Çünkü o çocuk farklı bir ırktandı. O çocuk köpekti. 

Kimileri köpek olduğu için önemsemedi ama ben ve benim gibi düşünen nice insan için o can bir çocuktu.

Konuşamayan, sevimli, saf ve korunmaya muhtaç insan-hayvan diye ayırt etmediğimiz bir canlıydı.

Kendine aydın zümredenim diyen, sosyal medya hesabında kocaman duyarlı sözleri olan, nezih bir ortamda yaşadıklarıyla falan övünen 50, 60 kişi sebep oldu bu ölümü.

Dün öğrendik bugünde Kemal Aydoğmuş ve Sedat Aydoğan’ın haklı tepkilerini okuduk.

Yenişehir konaklarında yaşayan 50, 60 kişilik sözde aydın geçinen isim zararsız, çimlerin üstünde yuvarlanıp sevimlilik yapmak isteyen bir cana tahammül edememiş.

Neymiş birkaç kez terlik çalmış, neymiş uçsuz bucaksız çimlere küçücük bedeniyle uzanıyormuş.

Neymiş onların yaşam alanlarını ihmal ediyormuş.

Vay be… Ne büyük suç, ne büyük kabahat bunlar.

Sokakta kadın dövene ses çıkartamayan, yere çöp dökeni uyaramayan, maskesiz dolaşana tek kelam edemeyen muhteşem insanlar bunu çok görmüş Bahar’a…

Biz onların yaşam alanını ihlal ettik diye düşünmeden, onlar bizim sitemize giremez diye imza toplamaya başlamışlar.

Hani saldırgan, korkulacak, tehlikeli bir can olsa anlaşılır diyeceğim ama öyle değil.

En büyük sabıkası birkaç kapı önünden oyun zannedip terlik çalması.

Sapıklık yok, katil değil, içip içip naralar atmamış. İhanet etmemiş, dolandırıcı değil, hırsızlık etmemiş. Hatta en ufak yalanı, dedikodusu olmayan bir can’dan bahsediyoruz.

Ama maalesef dünyanın en tehlikeli ırkı olan insanın elinde düşmek gibi bir kadersizliğe denk gelmiş.

Toplanan imzalar ile Bahar barınağa, yaşamanın, hayata devam etmenin pek çok can ile birlikte şansına olduğu bir yere götürülmüş.

Ama şansı yine gülmemiş garibimin. Kaptığı mikrop ile ciğeri parçalana, parçalana can vermiş.

Geride gözü yaşlı insan dostları ve kocaman bir ah bırakarak.

İnsan olduğumuz için bizleri biraz daha utandırıp, biraz daha kahrederek.

Ne denir, ne söylenebilir bilmiyorum. Barınaktan kurtarılmış 2 köpek, 3 kedi toplam 5 evlatla ömrünü geçiren benim gibi biri ne hisseder siz anlayın.

Sosyal medyada ahkam kesen, her ota, her b..ka hassasiyet gösterdiğine emin olduğum insanların da olduğu bir topluluk bir tek can’a tahammül edemezken, onu ölümün kucağına atmak için imza topluyorsa ve en ufak vicdan azabı olmadan rahatça uyuyorsa ne söylenebilir.

Çıkarın o maskeleri, o duyar kasan maskeleri atın çöpe. Çevreye, doğaya saygılıymış gibi yapan tavrınızı eğreti bir gömlek gibi giymeyin üstünüze.

İnsanın yaşadığı yer değil, yürektir nezih olan, geçiniz altı boş mazeretleri.

Hangi iyi niyet ve mazeret yeterli gelir? Hangi özür değiştirir artık insana dair umudu?

Ahh Bahar Ahh özür dilerim kızım. Seni koruyabilecek kadar kalabalık ve güçlü olamadığımız için bizi affet.