Yaşadığımız şu pandemi koşullarında insanlar, bir taraftan zor şartlar altında günü kurtarmaya çalışırken diğer yandan çocuklarının geleceği konusunda büyük kaygı duyuyorlar…

Oysa “Dünya Çocuk Hakları Günü”, diğer yıllara göre bu konuda daha çok farkındalık yaratacak biçimde kutlanabilirdi!

Fakat sessiz sedasız geçip gitti…

Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne atfen (18 yaş altı) bu önemli gün, her yıl Kasım ayının 20’sinde kutlanmaktadır…

Elbette her yılın belirli günlerinde yapılan bir günlük kutlama, onların haklarını ifade etmek ve korumak için yeterli değildir…

Yine de, çocukların sahip oldukları hakların tüm dünyada daha da görünür hale gelmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

Üstelik de çocukların bazı haklarına erişimin daha da zorlaştığı, yaşadığımız pandemi koşullarında…

Şimdi bu vesileyle, Covid-19 salgını nedeniyle en çok etkilenen çocuk haklarına bir göz atalım;

  • Yaşama ve gelişme hakkı.
  • Sağlık hizmetlerine erişim hakkı.
  • Eğitime erişim hakkı.
  • İnsana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı.
  • Eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma hakkı.
  • Ekonomik sömürüden korunma hakkı.
  • Ana–babanın rolü ve sorumluluğu; bunun ihmal edildiği durumlarda ise devletin rolü ve sorumluluğu hakkı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)’da, bu güne atfen “Covid-19 Neslini Kaybetmeyelim” başlıklı bir bildiri yayınladı…

Bu bildiride, politik önceliklerin acilen değiştirilmemesi durumunda, “bu genç nesle ait potansiyelin kaybedilebileceği” ifade edilmektedir.

Bazı başlıkları sizlerle paylaşmak istiyorum;

  • Bu pandemi çocuklarımızın yaşamlarında gördüğü ilk ve son gerçek bir küresel kriz olmayacak.
  • Yeni ortaya çıkan veriler, çocukların ve gençlerin sağlığının krizin başlangıcında öngörülenden daha fazla etkilenebileceğini göstermektedir.
  • Pandemi süresince sağlıkta, beslenmede, eğitimde, su/sanitasyonda ve sosyal çocuk koruma hizmetlerinde görülen aksaklıklar çocuklar ve gençler için yıkıcı olmaktadır.
  • Çığır açan bir aşı yakında piyasaya çıksa bile, salgının etkisi önümüzdeki yıllarda da çocukların ve gençlerin yaşamlarını etkilemeye devam edecektir.
  • Çocuklarımız; hastalığın kendisi başta olmak üzere temel hizmetlerde kesinti, yoksulluk ve eşitsizlik gibi üçlü bir tehditle karşı karşıyadırlar.

Bu nedenle UNICEF, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan ülkelerden çocuklarımıza yönelik “pozitif ayrımcılık” yapılmasını gerektiren şu önlemlere dikkat çekmektedir;

  • Eğitimde bilgisayara dayalı dijital uçurumlar kapatılarak tüm çocukların için erişim sağlanması.
  • Sağlık ve beslenme hizmetlerine erişimin garanti altına alınması.
  • Her çocuk için uygun ilaç ve aşılara erişim güvencesinin sağlanması.
  • Çocukların ve gençlerin ruh sağlığının desteklenmesi ve korunması.
  • Temiz suya, sanitasyona ve hijyene erişimin artırılması.
  • Çevresel bozulma ve iklim değişikliğine yönelik tedbirlerin artırılması.
  • Çocuk yoksulluğundaki artışı tersine çevirecek kapsayıcı bir iyileşme sağlanması.
  • Felaketler, çatışmalar vb. gibi çeşitli nedenlerle yerinden edilmiş çocukların korunması ve desteklemesi.

Bu ay kendi aklımdan geçenleri sizlerle paylaşmak yerine, kaybedilme korkusu yaşanan “Covid-19 Nesli” için dünya gündemini meşgul eden konuları sizlerle paylaşmak istedim…

Kalın sağlıcakla…