Covid-19 adlı küresel virüs salgını herkesin hayatına dokundu. Kimilerinin işyerleri sağlık önlemleri nedeniyle kapanırken, kimi insanlar zorunlu da olsa kalkıp işine gidiyor. Tezatlık zaten burada başlıyor, önlem ise herkes için önlem alınmalı. Virüsün yer mekan tercih ettiğini sanmıyorum.

En çok da Sağlık çalışanlarını düşünüyorum, dün çıkıp “Maskelerimizi eldivenlerimizi kutu kutu çalıyorlar .” Dedi bir doktor. Üstelik korunma tulumları dahi yok şuan. Bizler kendimizi evlerimizde tutarak koruyoruz fakat bizim için mücadele eden insanlara gösterdiğimiz bu bencillik maalesef çok üzücü. Bizzat tehdit altındaki insanlarla karşı karşıyalar.

Verilen rakamlar doğru mu?

Basına yansıyan vaka sayısının 191’e yükselip ölü sayısının da 2’ye çıktığını biliyoruz. Tıpkı diğer deprem, çığ ve şehit haberlerinde olduğu gibi bu sayıların doğruluğu konusunda hiç bir zaman emin olamıyoruz. Oda TV’nin haberine göre Sultan Abdülhamit Han Araştırma Hastanesi (eski GATA)’nde 16 Mart günü hayatını kaybeden eski jandarma Genel Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman’ın coronavirus sebebiyle hayatını kaybettiğini hastane başhekimi açıkladı. Fakat sayı 3’e çıkmış oluyor bu durugör. Halen bildirilmedi. “Halk galeyana gelmesin.” E gelsin sonunda ölüm var. Doğruyu bilelim ki ona göre adım atalım, ciddiyetinin farkına varalım, kendimizi koruyalım. Biz halk olarak kurallara uymayı ve temkinli davranmayı pek sevmeyiz. Sokağa çıkma yasağı uygulanmadığı sürece virüsün yayılmasını engelleyeceğimizi düşünmüyorum.

Herkesin gönlünü yapmaya çalışıyoruz !

Şu uçak ulaşımı KDV’leri  %18’den %1’e inince bir içim kaynamadı değil ! Hele konaklama vergisi kaldırılınca baktım biraz otellere ama yok o da bana uymadı.. Evimizde tutulmak istiyoruz, ama ekonomiye de can verelim tabi canım. Büyük şirketleri de küstürmemek lazım. Peki, hijyen ve gıda ürünlerinde de yüzümüz gülseydi halk olarak fena olmaz mıydı? Zaten kira, fatura ödeme derdinde olan insanların tedbirlerine biraz olsun destek olsaydık..

Hemen herkeste maske ve dezenfektan bulunuyor. Dışarıda kapı kollarına dokunduğumuzda, umumi alanlara girip çıkma zorunluluğu olduğunda, market raflarına değdiğimizde dezenfektanı kullanıyoruz. Eyvallah ama, marketten aldığımız ürünlere yüzlerce insan dokundu ve dokunuyor. Domatesinden yumurtasına kadar tükettiğimiz tüm ürünler taşıyıcı konumunda. Bunun önüne geçmek ‘şu saatten sonra’ imkansız gözüküyor. Ciddi hassasiyet ve titizlik gerektiren bir dönem. Psikolojik boyutta çok düşünüp obsesif hale gelmek hepimizi yoracaktır. Fakat şu gerçekle yaşamalıyız; Türkiye’de hayatta kalmak zaten şans işiyken, şimdilerde Azrail tüm kartlarını oynuyor. O yüzden sağlıksal ve ekonomik şartları da göz önünde bulundurarak Emre Kongar’ın “Virüs gezmez insan gezer.” sözünü aklımızda tutuyoruz. Bir türlü zaman ayıramadığımız kitaplarla bağ kurmanın da vaktidir.