Değerli okurlar,

Son zamanlarda özellikle okulların pandemi sürecindeki vaziyetine ilişkin yazılarımı yayınlıyorum. Önemli ve göz ardı edilmemesi gereken bir konu. Geçen haftaki köşe yazım da okullarda patlayan vaka sayıları ile ilgiliydi. Bazı çevrelerden eleştiri aldım çünkü asıl tehlikeli yerler alışveriş merkezleriymiş. Tabi buna rağmen gümrükten mal kaçırır gibi 11 Mayıs’ta AVM’ler açıldı değil mi? Buna ses çıkarılmıyor fakat okullarla ilgili herhangi bir eleştiride hemen feryat figan ediliyor.

Yüz yüze eğitim tabiki de en güzeli. Zaten teknolojik ekipmanlar konusunda eksiklikleri gördükçe başka da seçeneğimiz yok.

Eskişehir’de de vaziyet farklı değil. Sadece ilçeler değil, merkezde de tablet sıkıntısı mevcut. Çoğu öğrenci cep telefonuyla derse giriyor. Köylerde internet sorunundan dolayı soğukta evinin çatısına çıkan öğrencilerimiz de var. Bu dönemde imkanı olan ve olmayan öğrenciler arasında yaklaşık iki yıllık bir uçurum açılacak. Uzmanlar ‘kayıp nesil’ nitelendirmesini boşuna yapmıyor.

Sadece teknolojik ekipman değil merkez de dahil olmak üzere internet altyapısı yetersiz. 71 Evler, Emek, gibi mahalleler sıkıntıyı fazlasıyla çekiyor. İlçelerin durumunu düşünürseniz sorun daha da berbat.

Hatırlarsınız; bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı’nın Fatih Projesi vardı. Temel ilkesi; eğitimde teknolojinin kullanımıydı. Binlerce laptop dağıtılacaktı. Sonra o projeye ne oldu, niye sonuçsuz kaldı? Bilinmiyor.

Şimdi akıllarda tek soru var?

Tableti olmayan öğrenciye destek sağlanacak mı? Bu kocaman bir soru işareti. Aralık ayına geldik. Eğitim eşitsizliği sene başından itibaren giderek artıyor. İmkanı olan karınca kararınca tablet bağışında bulunabilir.

İki haftadır Odunpazarı’ndaki Barlar Sokağı mevzusu gündeme geldiği kadar bu konu gündeme gelmedi.

Sivil Toplum Kuruluşları, iş insanları, yerel yönetim, Eskişehir Barosu vs. kampanya düzenleyip bir parçada olsa bu açığı kapatabilir ve gelecekte ülkemizi ileriye götürecek minik yüreklere el uzatmış olur. Önümüzdeki yıllar beyin göçünün artmasını istemiyorsak, şimdiden sorunların üzerine giderek başlamalıyız. Tabi el birliği ile…

İşin içine siyaset karıştırmadan…

Bir konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Minik öğrencilerin kalbine çok sayıda çalışmayla dokunmuş, Kucak Dolusu Hayaller projesinin kurucusu Elif Tezanlar örnek olunacak bir girişime imza attı.

Tezanlar, şehrin önemli meslek kuruluşları ile görüşüyor. İlçe belediyeleri ile irtibat halinde. Bir tane bile olsa, çocuklar eğitim eşitsizliğine maruz kalmasın diye tek başına tablet projesine başladı. Dediğim gibi örnek alınsın. Belki beni şaşırtacak gelişmelerle karşılarım ama geç olmadan sorunlar çözümlenmeli.

Ufak da olsa geleceğe katkımız bulunsun.

Aman dikkat!

Yaklaşık bir aydır stüdyoda ya da sahada yayınlarımı gerçekleştiremiyorum. Maalesef COVID-19 illeti beni de buldu. 15 günlük bir tedavinin ardından atlattım. Doktorumun da söylediği gibi hafif atlattım ancak bu bile benim için yorucuydu. Öksürük, mide bulantısı, Favicovir adlı ilacın inanılmaz ağır yan etkileri…. Düzenli beslenme ve bol takviye gıdalarla süreci atlattık.

Çok dikkat edin. Hastalığın yarattığı ruhsal bunalım bile yetiyor. Acaba sevdiklerime de geçirir miyim düşüncesi insanı allak bullak ediyor. Maske-mesafe ve hijyen üçlüsüne -beni tanıyan bilir- çok dikkat ettim. Hastalığın nereden geleceği belli olmuyor. Bu süreçte yanımda olan, arayan, soran, desteğini esirgemeyen herkese çok teşekkür ediyorum.

Salgının fazlasıyla artış gösterdiği bu dönemde kendiniz ve sevdikleriniz için sağlığınızı ihmal etmeyin.

Haftaya yayınlarıma kaldığım yerden devam edeceğim…

Görüşmek üzere, sevgiyle kalın.