Beylikova, Sivrihisar ve Mihalıççık…

Son zamanlarda bu üç ilçe madencilik çalışmalarıyla gündemde.

Yeteri kadar kamuoyu duyarlılığı oluştu mu? Bence hayır. Alpu Kömürlü Termik Santrali ya da Murat Dağı Altın Madeni kadar gündeme gelmedi. Araştırmalarıma göre son zamanlarda konunun üzerine giden sadece CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü. TBMM’ye soru önergesi veren Süllü’yü konuyu tekrar gündeme getirdiği için kutluyorum.

Maalesef vatandaş çabuk unutuyor halbuki yaşadığınız topraklarda ne olup bittiğini takip etmek asli görev olmalı. Sonra da geç kalınca ah vah ediyorsunuz. Sık sık köşemde çevre çalışmalarına ve yapılması planlanan projelere yer veriyorum. Bu yazıyı yazarken önüme bir bülten daha düştü. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’de bölgede incelemelerde bulunup yöre halkının yanında bulunmuş. Süllü ve Çakırözer çevre çalışmalarında duyarlı işlere imza atıyor.

Şimdi asıl konuma geleyim…

Kavurucu sıcakların tam ortasından geçiyoruz. Pandemi döneminin yaşattığı zorluklardan bahsetmiyorum bile. Her ay planlanan en az birkaç proje şehrin gündeminde yerini alıyor.

Beylikova, Sivrihisar ve Mihalıççık ilçelerinde açılması planlanan demir ve nikel madeni için toplam 3.140,55 hektarlık (31 bin dekar) alanı kapsayan iki ayrı araziye ruhsat verildi.

Beylikova ilçesine bağlı Yalınlı, Süleymaniye ve Kızılcaören köyleriyle Sivrihisar'ın Dumluca, Mihalıççık ilçesinin ise Adahisar ile Karaçam köyleri yılda 500'er yüz bin ton demir ve nikel, 1 milyon ton da kırma eleme tesisini kapsayan projenin etki alanında bulunuyor.

Abdülalim Karaçay isimli girişimci tarafından işletilmesi beklenen bu sahalar ilk etapta 2.132,15 hektarlık alan için planlanmıştı. Ayrıca aynı girişimci tarafından bölgede daha önce açılmış ve ÇED Gerekli Değildir Kararı bulunan krom ve manyezit ocağının üretim kapasitelerinin de artırılması planlanıyor.

Mayıs ayında ‘ÇED Olumlu Kararı’ verilen maden projesindeki dikkat çekici acı durum ise şu; alanın 1.555,47 hektarlık kısmı orman arazisi, 99,29 hektarlık kısmı ise tarım arazisi.

Raporda yer alan bilgilere göre 187.225 ağaç kesilecek. Peki, kesilecek bu ağaçların yaşları kaç? Dahası kesilen ağaçlar karşılığında dikilen ağaçlar aynı yaşa gelene kadar oluşacak çevresel kayıp ile ilgili bir önlem alındı mı?

Nerede bir ağaç katliamı olsa hemen yerine yenisini ekeceğiz deniliyor. Evet, çok güzel ekeceksiniz ama belirttiğim önlemler alarak bunu yapacaksanız amenna. Ülkede yeşilin geldiği durum ortada.

Süreç sadece ağaç kesmekle bitmiyor, maden çalışması sırasında 1 milyon tona yakın sülfür bileşikli pasa ocağın yakınlarına istiflenecek. Pasadan çıkacak bileşikler yer altı sularına ve Porsuk Çayı’na karışabilir.

Son günlerde Sakarya Nehri’nde artan balık ölümleri de konuşuluyor. Umalım ki bu tip projelerden sonra şehrimizde de balık ölümleri gündem olmaz.

Raporda belirtilen projenin diğer ayrıntılarına gelince; maden çıkarma çalışmalarında yüksek miktarda dinamitle patlatma yapılacağı belirtiliyor. Toprak kayması ve heyelan artışları gözlenebilir.

Keza, Beylikova’da bulunan tarihi jeotermal kaplıca Yalınlı Hamamı’nın madene mesafesi 820 metre. Yöre halkı hamamın zarar göreceği gerekçesiyle projeyi yargıya taşıdı.

Madencilik izni verilen bölge anı zamanda kızıl geyiklerin de yaşam alanı, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın gelir getirici türler ve bal ormanı için ağaçlandırma yaptığı alan da yok edilecek.

Çok fazla olumsuz maddeyi art arda sıraladım. Ancak gözle görülür eksiklikler bu kadar barizken yetkililer umarım en kısa zamanda açıklama yapar.  ÇED Raporu hazırlanması sürecinde yasal olarak gerçekleştirilmesi zorunlu olan Halkın Katılımı Toplantısı’nın duyurulmadığı iddiaları da gündemde. Bununla alakalı da neden apar topar icraate girişildi. Soru işaretleri objektif bir şekilde giderilmediği müddetçe bu konuyu ele almaya devam edeceğim.