Forbes açıkladı! Türkiye’nin en yaşanabilir şehirleri listesinde Eskişehir bakın kaçıncı sırada Forbes açıkladı! Türkiye’nin en yaşanabilir şehirleri listesinde Eskişehir bakın kaçıncı sırada

Milliyet'in haberine göre; Bilim Akademisi üyesi, yer bilimci ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Görür, Türkiye'de büyük ölçüde ciddi deprem bölgelerinin olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye'de depremden arınmış bir yer, hemen hemen yok gibi. Halkın yaklaşımıyla depreme baktığımız zaman acı çekiyoruz. Halk, 'Deprem olacak mı? Ne zaman olacak?' gibi sorular soruyor ama son derece yanlış sorular. Bu ülkede deprem 13,6 milyon seneden beri gelmekte. Daha milyonlarca sene devam edecek. Korku ve endişe nedeniyle sorulan bu soruları terk etmemiz gerekiyor. Deprem bugün olur, bugün olmazsa, yarın olur, yarın olmazsa, öbür gün olur. Bugün olursa, ben çekeceğim, yarın olsa çocuklarım, öbür gün olsa torunlarım acı çekecek. Dolayısıyla bu zaman işini bir tarafa bırakırsak, deprem sürekli olacağına göre yapacağımız tek şey ileri teknoloji ülkelerinde, bilimin egemen olduğu ülkelerin yaptığı gibi deprem dirençli kentleri oluşturmak" ifadelerini kullandı.

"DEPREME HAZIRLIK İÇİN MİKRO BÖLGELEME ÇALIŞMALARI YAPILMALI"

Prof. Dr. Görür, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bilinçsiz yaparsanız, gelen deprem dalgaları ilk anda yaptığınız üstyapıyı büyük ölçüde tahrip edecektir. O zaman sizin o 'kentsel dönüşüm' diye yaptığınız binalar başınıza dert olur. Onları bir daha yıkmak zorunda kalırsınız. Bugün Güneydoğu'da örnekleri var. Diyelim ki altyapı tamamen tahrip olmuş, yol, havaalanı, kanalizasyon, içme suyu şebekesi, doğal gaz şebekesi yok. Böyle bir kentte evin sağlam olsa ne olur? Altyapıyı yapmak için yapı stokunu bir daha yıkacaksın. Onun için vitrine oynamamak lazım. Kentte depreme hazırlık yapacaksan önce mikro bölgeleme çalışmaları yapacaksın. O bölgenin jeolojisini, jeofiziğini, sismolojisini, topoğrafyasını yapacaksın. Deprem dalgaları nasıl geliyor? Zeminle nasıl etkileşiyor? Sıvılaşma, heyelan nerede olur? Depremin hızı nerede, nasıl olur? Deprem dalgaları nerede en yıkıcı olur, nerede olmaz? Bunları bilmeden kenti nasıl büyüteceksin? Bütün yerel yönetimlerde bu yanlışlıklar sürüyor."

"BU TÜR DEPREM BÖLGELERİNDE KANSER HORTLAR"

6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından yıkılan evlerin molozlarının yanlış şekilde gömülmesinin ileride farklı sorunlara neden olacağını söyleyen Prof. Dr. Görür, "Güneydoğu'da evler yıkıldı. Bütün molozları götürdüler, gömdüler. Bu durumun çok büyük zararı var. O gömdükleri inşaat molozunda demir, kağıt, asbest, kimyasal madde, organik madde, karton, çelik, beton var. Var da var. Gömülen molozların içerisinde yağmurun yağmasıyla kimyasal reaksiyonlar olur. Bütün parlayıcı, patlayıcı, toksin, zehirli maddeler oluşur ve toprağı kirletir. O toprak yer altı suyunu kirletir. Oradan akarsular, göller, denizler kirlenir. O bölgede yetişen domates sofrana gelir, zehir yersin. Bu tür deprem bölgelerinde kanser hortlar. Deprem molozlarının nereye, nasıl, hangi yöntemlerle bertaraf edilmesi gerektiği uluslararası yöntemlerle yapılmalıdır. Canının istediği yere, dere yatağına yığarsan depremin öldürdüğünden daha fazla insanı uzun zamanda öldürürsün" açıklamalarında bulundu.

"DEPREMİN NE ZAMAN GELECEĞİNİ BİLMİYORUZ"

Prof. Dr. Görür, Türkiye'de son günlerde endişe duyduklarına dikkati çekerek, "Depremin ne zaman geleceğini bilmiyoruz ama her geldiğinde binlerce insanı gömemeyiz. Emin olun depremin çok büyük hasar verdiği toplumlara iyi gözle bakılmıyor. 'Bu kadar insanını feda edemezsin, bir yanlışlık var' diyorlar. Ya bilimi ciddiye almıyorsun yahut da inşaatı yanlış yapıyorsun. Her durumda toplumun aleyhine işleyen bir yapı var, o yönüyle hoş görmüyor. Bu da bize yakışmıyor. Bugünlerde daha çok Tunceli, Bingöl Karlıova, Erzincan yörelerimiz biraz endişelendiriyor. İzmir'de de bir endişemiz var. Çünkü İzmir'de 15 tane fay var. İzmir yarımadasını kesen fayların özelliklerini bilmiyoruz. O faylar ne zaman deprem üretiyor, nedir? Bilmediğimiz için sorun olarak düşünüyoruz" diye konuştu. 

ENDİŞE DUYULAN 4 İL 

Prof. Dr. Görür, Türkiye'de son günlerde endişe duyduklarına dikkati çekerek, "Depremin ne zaman geleceğini bilmiyoruz ama her geldiğinde binlerce insanı gömemeyiz. Emin olun depremin çok büyük hasar verdiği toplumlara iyi gözle bakılmıyor. 'Bu kadar insanını feda edemezsin, bir yanlışlık var' diyorlar. Ya bilimi ciddiye almıyorsun yahut da inşaatı yanlış yapıyorsun. Her durumda toplumun aleyhine işleyen bir yapı var, o yönüyle hoş görmüyor. Bu da bize yakışmıyor. Bugünlerde daha çok Tunceli, Bingöl Karlıova, Erzincan yörelerimiz biraz endişelendiriyor. İzmir'de de bir endişemiz var. Çünkü İzmir'de 15 tane fay var. İzmir yarımadasını kesen fayların özelliklerini bilmiyoruz. O faylar ne zaman deprem üretiyor, nedir? Bilmediğimiz için sorun olarak düşünüyoruz" diye konuştu. 

Kaynak: Eskisehir Net Haber Merkezi